25 Temmuz 2007 Çarşamba

Neden Heavy Metal, neden kaliteli müzik?

60’lar, bluesdan hareketle daha keyifli bir muzik turu olan rock’n roll ve turevlerinin ortaya ciktigi donem. Grup muzigi ve ruhunun yavas yavas dirilmeye basladigi zamanlar. Beatles ve Rolling Stones, rock’n roll ve blues’a oranla bu tarz muzigin daha populer olabileceğinin ilk sinyallerini veriyor, pop-rock diyelim kisaca…

70’ler rock tarihinin gozde kutsal donemi. Ticari kaygi yok, ses muhendisleri naif, aletler cogunlukla akustik, kayıtlar ilkel ama dogal. Bugün hala cd’si basılmamis suruyle grup var. Ozellikle Britanya’da herkes muzikle mi uğraşmış diyesi geliyor insanın! Ama talebin cok uzerinde arz olunca bu grupların cogu birkac album sonrası dağılmış, elemanlarin cogu da muzigi birakmis:-(

80’ler yitik donem: Muzikten nefret eden bir Tanrının degnegi dunyaya degmiş olsa gerek! İlk kotuluk MTV’nin ve daha sonrasinda da yiginla muzik kanalının kurulması ve clip doneminin baslamasıyla geliyor ve goruntu sesin onune geçiyor. Kilolu ve ozelligi olmayan sarkicilar TVde yer bulamaz oluyor!

70’lerin baba prog, senfonik grupları, sarkilarının istenen formata uygun olmadiginda satmayacagini gorunce bu donemde sarkiları kisaltıyor, grup eleman sayilarini azaltiyor. Flut, keman gibi akustik aletlerin yerini synth’ler alıyor, sound’da tekduzelik başlıyor. Punk gruplari da saclarını boyatınca underground mekanlardan ust katlara terfi edeceklerini anliyorlar ve new-wave denen sey ortaya çıkıyor. Cinsiyeti belirsiz, müziği belirsiz bir kitle, Ingilizceyi en boktan aksanla, gitarı da en igrenc sound’la kullanarak 70’lerdeki atalarına ihanet ediyor. Hardrock grupları ise gelisen teknoloji ile gitarlarini daha da sertlestirerek Sabbath ve Zeppelin’in izinden metali başlatıyor. 80’lerde adeta colde vaha yaptıkları:)

Gene 80 başlarında underground kökenli ama daha çok Amerika’da yer alan gruplar, Metallica’nın Kill’em all albumunun tutulması ile ardı ardına piyasaya dökülerek metalin daha sert turevleri olan death ve speed metali başlatıyor. Amerika’da muzik Britanya’ya oranla hep daha sert icra edilmiş, çünkü kökeni Iron Butterfly, Hendryx gibi zamanının sert rockçılarına dayanıyor. Amerika her şeyin “en”inden hoşlanıyor ya en sert muzikte oralarda!

Fakat ortada bir gariplik var: Metal grupların görüntüleri hiç hoş değil. Deri, kot, zımbalı bileklikler… Sonra sözler politize, maazallah gençliği yoldan çıkarabilirler! Bir çok grup tavrından taviz de vermiyor. “Bu muziğin onunu kesmek lazım diyor” ilk önce politikacilar ve daha sonra da mecburen sayın produktorler. Ve 70’lerin sulu, glam rock gruplarının bir uzantısı olarak Bonjovi ile pop metal patlıyor. Sert ağabeyler makyajla yumuşatılıyor, bize de sinirden ortadan ikiye ayrılmak düşüyor :(

Bu dönemde bircok baba metal grubu da synth’le hafifleterek müziklerinden taviz verince, zaten endustriyel pop muziğine çok uygun olmayan metal muzik hızla irtifa kaybedip inişe geçiyor. Peki ama bunun yerine bir şey koymak lazım, insanlar bir kere distorsiyon bağımlısı olmuşlar. İşte 80 sonlarına doğru gene kökeni, punk, newwave olan gruplar independent adıyla sahne alıyor özellikle Adalarda. Muzik zaman zaman metal sertliğinde ama adları brit-pop! Muzikleri pop tarzına uygun 3 kusur dakikalık 10 parça. Albumler ruhsuz. Genelde solo yok ama varsa onlarda ruhsuz. Zaten bunun önemi de yok, önemli olan albumde birkaç hit parçanın olması! Tabi grup ruhu diye bir şey de yok. Bu hengameden 21. yuzyıl Pink Floyd’u diyebileceğimiz Radiohead ve onun yanında daha düşük kalibreli de olsa Muse gibi bir kaç grup çıkıyor. Ama gerisi koca bir çöp yığını! İşte Oasis diye bir grup çıkıyor, tamam wonder wall diye harika bir parçaları var ama diğer butun şarkıları ona benziyor. Utanmaz neo-eleştirmenler grubu “yeni Beatles” diye lanse ediyor…

Amerika dedik ya daha sertten hoşlanır. Metal’e Grunge’la yanıt veriyor. Aynı sertlikte ama sadece belli akorların kullanıldığı daha basit, tekdüze, tum vokalistlerin birbirini andırdığı bir muzik o da. Bu yığından da Nirvana ve Pearl Jam gibi iki baba çıkıyor. Aslında Nirvana tarzlar ustu bir grup, grunge demek doğru olmaz! Kobain’in lanetli 27 yaş bunalımından sağ çıkamaması ise muzik adına en talihsiz gelişmelerden…

Neticede muzik produktorleri istekleri doğrultusunda rock’u kendi şablonlarına uyduruyor. Rock, pop, hiphop insanlar her şeyi dinlemeye başlıyor. Tabi bunda mp3’un de buyuk etkisi var. Mp3, “album değil şarkı önemli”yi destekliyor. Sonra Ipod’lar, cep telefonlari vs vs.

Ve 2000’ler: Kutsal dönem revisited:) 90’larda yavaş yavaş internette fanclub’lerin ortaya çıkması ile 70’lerin baba rock grupları ve 80’lerin metal devleri birbir yadediliyor. Bizde nasıl bir imza kampanyasıyla Moğollar tekrar muzige döndüyse... Gene bu dönemde alternatif plak şirketleri kurularak sadece belli tarz gruplara yer veriyor. Internet kanalıyla satış da yapılabildiğinden pazarlama sorunu olmuyor. Ve proje grupları ortaya çıkıyor: Yani kaliteli elemanlar bir album icin bir araya geliyorlar. İnanılmaz bir sinerji yaratıyor bu gelişme! İşte bir Liquid Tension Experiment, Dream Theater’ı adam ediyor. Tabi can çekişen metale de yeni bir soluk geliyor!

Artık her muziğin alıcısı var, yeter ki dinleyici bilinçli olsun…

Ne diyelim, eğer kulaklarınız ayırt edebiliyorsa kaliteli muzikle kalın! Bir şarkı beğendim diye albume hemen atlamayın. Unutmayın aldığınız her kötu album, daha fazla emek verip satamayan grupların yok olması demektir!.. Bakın şarkıcı değil grup diyorum. Müzikte en guzel şey uyumdur, o da tek kişiyle olabilecek şey değil. O yuzden grupların önune geçmeye çalışan solist, poser tiplerden uzak durun.

Bir de muzigi dinlerken yaşayın. Bize, 70’leri yaşayan ağabeylerimiz muzik dinlemeyi böyle öğretti. Her muzik aletini ayrı ayrı duymaya ve sonra kafanızda birleştirmeye çalışın. O yuzden de muzik dinlerken başka iş yapmayın. Muziğin aslında dunyanın en keyifli bulmacası olduğunu göreceksiniz, çözmeye gayret ettikçe tabii ki…

Merhaba

Evet hersey Ezequiel'in "blog nasil yapiliyor" maili ile basladi ve kutsal gugildan hemen bu adresi aldim.

Adresten anlayacaginiz uzere once Heavy Metal, sonra GS ve tabii ki canim(n)iz ne isterse konusucagiz burada.

Vatana, millete hayirli olsun efenim:)

Osmuk aka Blood RED