27 Kasım 2008 Perşembe

Stay Clean by Motörhead!



...In the end, you're on your own,
And there is no-one that can stop you being alone,
Stay Clean.
Stay Clean!...

Bu salaklar Motorhead'in mesajını yanlış anlamışlar:))))

24 Kasım 2008 Pazartesi

Defender!


Ride like the wind, fight proud my son.
You’re the defender God has sent!

Voice by Orson Wells, song by Manowar…

Haftanın 11'i: IV



1- Metallica – All Nightmare Long
2- Raven ft Udo – Born To Be Wild
3- Def Leppard – Me & My Wine
4- Rage – Down by Law
5- Van Halen – I’ll Wait
6- Kronik – Soldier
7- Stormwitch – Rondo A La Turca
8- Heathen – Set Me Free
9- Gary Moore – Victims Of The Future
10- Dr. Skull - Princess
11- Judas Priest – Fever

17 Kasım 2008 Pazartesi

Kıssadan hisse:-)

Haftanın 11'i!


1- Holocaust - Heavy Metal Mania

Inside the power cage
I can feel the music of my age
It's paranoid...first degree
Tellin' me that I'm not free

I've got Heavy Metal music in my blood
And I'd like to give it to you if I could

As I lie in the shroud of darkness
The wings of light remove the veil
It's Heavy, Heavy, Heavy
Heavy Metal Mania all the way
Rock 'n roll...far too slow
So the adrenaline just doesn't flow
Where is the power, where is the glory?
Heavy Metal is my story

2- Geddes Axe - Escape From New York
3- Demon - Don't Break The Circle
4- Tyrant UK - Eyes Of A Stranger
5- Persian Risk - Ridin' High
6- Bleak House - Rainbow warrior
7- Jameson Raid - Seven Days of Splendour
8- Saracen – Rock Of Ages
9- Tank – Too Tired To Wait For Love
10- A-II-Z - Treason
11- Traitors Gate – Devil Takes The High Road

10 Kasım 2008 Pazartesi

Haftanın 11'i


1- W.A.S.P. - I Wanna Be Somebody
2- Savatage - Hall of teh Mountain King
3- Artillery - Khomaniac
4- Akbaba - Talking 'bout Love
5- Rumble Militia - Way of Violence
6- Helstar - Rhapsody in Black/Baptized in Blood
7- Rose Tattoo - Nice Boys
8- Suicidal Tendencies - You Can't Bring Me Down
9- Paradise Lost - Say Just Word
10- Cinderella - Shake Me
11- Virgin Steel - On The Wings Of The Night

8 Kasım 2008 Cumartesi

8 Yıllık Bu Çile Bitti Artık Bu Sene...


Çıkacaktı çıkıyordu derken AC/DC Black Ice'ını ekim ayının son günlerinde yayınladı. Çıkmasıyla birlikte albüm ilk haftada dünya çapında 1.760.000 adet satış yaptı. Bu listeye dahil olmayan önsiparişle dünyanın dörtbir yanına yollanan yaklaşık 5.000.000 adet albümde cabası. Albüm içinde Arjantin, Avustralya, Avusturya, Belçika, Kanada, Danimarka, Fİnlandiya, Fransa, Almanya, İrlanda, İtalya, Yeni Zelanda, Norveç, Polonya, İspanya, İsveç, İsviçre, İngiltere ve Amerika gibi ülkelerin olduğu 29 ülkede 1 numara oldu. Muhtemelen yıl sonunda 2008'in en çok satan albümü olmuş olacak. Albümün çıkmasıyla birlikte start alan dünya turnesinin 1. ayağında biletler hızla tükenmeye başladı. Özellikle Avrupada (bu yazıyı yazmaya başladığım günde sadece Bilbao konserine bilet bulunabiliyor) konserler tamamen sold out olmuş durumda. Bu kadar büyük bir patlama ya neden olan bir albüm için kritik yazmadan önce ciddi anlamda sindirmek gerektiğine karar verip günlerce albümü dinledim. Aşağı yukarı son 20 gündür dinlediğim tek şey diyebilirim. Albüm Bon Scott dönemi albümü Powerage'den güzel bir hava taşıyor. Bu albümde de Powerage'te olduğu gibi blues ve boogie ağırlıklı bir Rock n' roll var. Yani en azından bana göre. Aslında içinden şu parça iyi şu şöyle bu böyle denmeyecek kadar iyi ve dolu bir albüm olmuş. Albümün en dikkat çekici parçaları Rock N Roll Train, Big Jack, Skies on Fire, Black Ice, Spoolin of a Fight ve bence albümün en iyi parçası olan Angus Young'ı ilkkez slide gitar'la dinlediğimiz gerçek bir blues parçası Stormy May Day. Grup zaten köklere dönüş sinyalini bir önceki albüm Stiff Upper Lip'te vermişti. Ancak o albümün besteleri bu kadar başarılı değildi maalesef. O yüzen bu sinyal pek fazla dikkat çekmemişti. Bu albüm gitar ritmleriyle, riffleriyle, blues, boogie tınılarıyla tam anlamıyla bir AC/DC albümü olmuş Muhteşem bir albüm, AC/DC'den 3. defa müthiş bir dönüş. Artık sırada Live in Istanbul var.... Umarım

Falconer


İskandinavyadan yükselen Black ve Death Metal'e olan antipatim (ki bu aralar kıyısından köşesinden de olsa bu tarzlarada ilgi göstermeye başladım) yine aynı topraklardan yükselen Power ve Folk Metal'e de gereksiz bir ön yargı geliştirmeme sebep oldu. Falconer bu önyargıya son veren grup olmuştur benim için. Grup 1999'da, İsveçli Black Metal grubu Mithotyn'in dağılmasından sonra gitaristleri Stefan Weinerhall tarafından kurulmuş. Kurulurken de vokale İsveç tiyatrolarından Mathias Blad'ı voklist olarak almış. Bana grubu ilk kez dinleten arkadaşım (ekşi sözlükte de yazdığı gibi) Ian Anderson Power Metal grubu kurmuş deseydi, muhtemelen yerdim.
Onun gibi duru ve güçlü bir vokal tarzı. Bu arada küçük bir ayrıntı Blad gruba dahil olurken tiyatrodaki işlerini aksatmaması amacıyla konser vermemek üzere anlaşmış. Herneyse, Bladın vokaline Weinerhall'un sert, temiz ve melodik gitarları ve Karsten Larsson'un çift kros'lu bu ataklı davulları eklenince ortaya tadından yenmez bir power metal grubu çıkmış. Ayrıca kayıtlarda bas gitarıda Stefan Weinerhall çalmış. Nasılsa konser yok kalabalık etmeyelim demişler heralhalde. Bu kadroyla debut albümleri Falconer'ı yayınlamışlar ki müthiş bir albümdür. Entering Eternity, Lord of the Blacksmith ve Upon The Grave of Guilt bu müthiş albümün en şahane parçalarıdır kanımca. 2002'de grup aynı kadroyla Chapters from a Vale Forlorn isimli albümlerini yayınlar. Yine oldukça iyi bir albümdür. Albümde bulunan Lament of Minstrel grubun ilk dinlediğim ve kendilerini takip etmeme neden olan parçadır. İşte bu noktada daha önce sözünü ettiğimiz bir ayrıntı grupta bir ayrılığa sebep olur. Yayınladıkları iki başarılı albümle gelen popularite konser vermekle ilgili kararlarını değiştirmelerine neden olur. Gruba katılırken konser vermemek şartıyla gruba dahil olan Mathias Blad, konserlerin tiyatro ve operadaki çalışmalarını aksatacağı nedeniyle gruptan ayrılır. Gruba Destiny grubunun vokalisti Kristoffer Göbel katılır. Ayrıca grup kadrosuna gitarda Anders Johansson ve basta Peder Johansson'u dahil ederek nüfusu 5 kişiye çıkarır. Grup bu kadroyla 2003 yılında bir konsept albüm olan The Sceptre of Deception'ı çıkarır.Mathias Blad bu albümün kayıtlarında backvocal'de bulunur. Tarz olarak önceki iki albüme göre briaz daha serttir. The Coronation albümüm en dikkat çekici parçasıdır ancak bana göre ilk iki albümlerine göre zayıf bir albümdür. Açıkçası dinlerken Blad'ın vokalini aramadım değil. Albümden sonra Anders Johansson ve Peder Johansson gruptan ayrılır ve yerlerine basta Magnus Linhardt ve gitarda Jimmy Hedlund gruba katılır. Bu kadroyla 2005'te Grime vs. Grandeur yayınlanır. Albüm bir önceki albümün başarısızlığını unutturacak kadar iyidir. Albüm yayınlandıktan bir kaç ay sonra beklenmeyen bir gelişme olur ve Mathias Blad vokale geri döner. Grup Blad'ın dönüşüyle stüdyoya kapanır ve 2006 tarihli Northwind isimli albümlerini yayınlar. Yine müthiş bir albümdür,Göbel'li albümlerde göre daha yumuşak ilk iki albüme yakın bir tarzdadır. Falconerın köklere dönüş albümü olmdu. Northwind, Waltz With The Dead, Spirit Of The Hawk albümün en dikkat çekenleridir. Grup 6. albümlerini bu yıl içinde Among Beggars And Thieves adı ile yayınladı. Tipik Falconer sound'ı akılda kalıcı, akıcı, bol ritmli ve güçlü parçalar. Man of the Hour, Mountain Men, Field of SOrrow ve Carnival of Disgust albümün en dikkat çekiciler.
Şahsi kanaatim geç dahil olduğum Power Metal aleminin en iyi gruplarından biri olan Falconer'a gerekli ilginin gösterilmesi.

Mathias Blad'ın flickr'daki sayfasıda şurada. Tiyatro çalışmaları sırasında çekilmiş pek çok ilginç foroğğrafı mevcut. Adam ciddi ciddi tiyatrocuymuş yahu.

3 Kasım 2008 Pazartesi

Haftanın 11'i



1- Thin Lizzy - Cold Sweat
2- Running Wild - Bad to the Bone
3- Falconer – Northwind
4- AC/DC – Stormy May Day
5- Exodus – Fabulous Disaster
6- Queensryche – Real World
7- Tiamat – Brighter than the Sun
8- Black Tide – Shockwave
9- Manowar – Shell Shock
10- Pentagram – Lions in the Cage
11- Cem Karaca – Göç Yolları

2 Kasım 2008 Pazar

Heavy Metal: "Zeki Çocukların Sığınağı"


Genelde Metal hep kötümser bakış açısıyla gençleri olumsuz yöne sevk etmesiyle lanse edilir. Ancak nadiren Metal hakkında olumlu yazılar da çıkmıyor değil! Bu araştırmaya göre zeki çocukların %5’inin Iron Maiden, AC/DC ve benzerlerinin sadık dinleyicileri oldukları, müziği streslerinden arınmak için dinledikleri, yeteneklerinden doğan baskılara karşı koymak amacıyla Heavy Metal dinlediklerinden bahsediliyor…

Tabi metalin atası rock müziğin araştırmada en çok dinlenen müzik olduğunu, %5’in marjinal bir tür için iyi bir oran olduğunu da es geçmeyiniz…

1 Kasım 2008 Cumartesi

Ayın Albümü - Kasım 2008



Blog'un herhangi bir yerine ayın albümlerini not almadığımız için hangi ay hangi albümü ayın albümüne koymuştuk unutuyoruz. Bundan sonra blogda bu şekilde iz bırakacağız. Kasım ayının albümü Thin Lizzy'nin dağılmadan evvelki son albümü olan 1983 tarihli Thunder & Lightning.