13 Nisan 2009 Pazartesi

Metal Sözlük # 9 : Album Terimleri II (Compilation, Demo, Cover, Tribute, Split)


Compilation derleme, toplama album olarak çevrilebilir. Değişik grupların parçalarından oluşan albumlerdir. Bazen yeni çıkan album tanıtımları için yayıncı firmanın bünyesindeki gruplar yer alır içinde. Belli döneme damgasını vuran aynı türde iyi parçalarından da oluşuabilir. Bazen de yandaki gibi aynı şehrin gruplarına yer verilebilir. Metal dünyasında genelde ilki geçerlidir. Toplamadaki grupların farklı şirketlerle anlaşmaları halinde album yayınlanmadan önce teliflerin ödenmesi gerekir… Bu albumlerin tanıtımında /various artists (farklı sanatçılar) kısaca v/a ibaresini görürsünüz. Bir grubun iyi parçalarının olduğu kompilasyon albumler de yayınlanır ki bunlar best of ya da greatest hits (en iyiler) olarak bilinirler…

Demo, şarkı ya da şarkıların ilk halleriyle yapılan ham kayıtlardır. Çoğunlukla EP ya da kaset şeklinde olur, bazen de uzun, içinde bir albumluk şarkı bulunan demolar yayınlanır. Amaç referans olarak birine dinletmek olduğundan grupların ilk çalışmaları genelde demo kayıtlardır. Bu kayıtların beğenilmesi halinde studyoda şarkılar aynı ya da farklı biçimde, ama daha iyi kalitede çalınıp tekrar kaydedilerek EP ya da album haline gelir. Demo’nun kaydı güzelse aynı kayıt albumde kullanılabilir. Bazen de demodaki şarkılar yeniden yorumlanır ya da sonraki albumlerde hiç kullanılmayadabilir. İyi grupların ilk demoları tabi gerçek olmak kaydıyla çok revaçtadır. Kompletist kolleksiyoncular, yani gruba ait tüm şarkıları toparlamaya çalışanlar için de demolar çok önemlidir. Ayrıca özellikle NWOBHM patlamasında bir çok grup demo yayınlamış, ama çeşitli nedenlerle album çıkaramayıp “sadece demo” grubu olarak kalmışlardır. Bunlardan en önemlisi Deep Machine’dir ki sırası gelince “sadece demo” gruplardan da bahsedeceğiz…

Cover, bir şarkının başka bir grup tarafından tekrar yorumlanmasıdır. Her iki yorumcu aynı tarz müzik yapıyor olabilir, ama bazen bir parçayı yepyeni bir tarzda bulur ve tanımakta zorlanabilirsiniz. Günümüzde iyi grupların parçalarının bir albumde farklı gruplarca cover’lanması (yorumlanması) sık rastlanan bir durumdur ki bunlara tribute albumler deniyor. Tam olarak “bir grubun anısına çıkarılan album” diye Turkçeleştirebiliriz… Metal dünyasında ve son dönemde ülkemizde de rastlanıyor bu albumlere. Daha önce Ezequiel bu konudan detaylı olarak bahsetmişti!

Son olarak split albumu tanıtalım: İki veya daha çok grubun yer aldığı karma albumlerdir. Bazı gruplarının EP’lerinin ardarda yayınlanması, ya da 45’lik albumun iki yuzunde farklı iki grubun olması gibi örneklerine rastlanır. Ekonomik sıkıntılarla, ya da aynı tür müzik yapan iki grubun yakında çıkacak albumlerinin tanıtımı gibi amaçlarla çıkarılabilir. LP’den cd’ye geçildikten sonra split albumler azalmış, kompilasyon albumler artmıştır, ama zaten split album de bir tür kompilasyondur :)))

10 Nisan 2009 Cuma

2009 Konser Haberleri - I

2009 yazındaki konserler teker teker belli oldu. Beni en çok sevindiren konserler, bu yaşımda ikinci Deep Purple konserini göreceğimin haberi ve Jon Olivia's Pain oldu.

2005'deki Deep Purple konserine gitmiştim,Parkorman'daydı. Yeni dinliyordum o yüzden konsere çok hakim olamamıştım (hoş şimdi de sular seller gibi bildiğim yok orası ayrı). Bu konserde daha çok anlayacağım. Benim Deep Purple'da bazı albümlere fetişim olduğu için kendimi istemeden sınırladım maalesef. Neyse konu Deep Purple olunca tefarruata girilmez aslında. Konser Kuruçeşme Arena'da. Geçen sene Judas Priest oradaydı, gayet güzel. Deep Purple'a çok yakışacak. Sahneönü 160TL normal 92TL. Konser tarihi 20 Temmuz Pazartesi.


Jon Olivia's Pain ise Savatage konusunda alabileceğimizin en iyisi maalesef. Zaten konser setlistlerinin %70'i Savatage'dan oluşuyormuş. Konser 13 Haziran'da fakat kötü bir duyum, Studio Live diyorlar. Yine de resmi olmadan üzülmemek lazım çünkü yaz günü emin olamadım mekan konusunda.

Bir diğer kesinleşen konser haberi de 4 Temmuz Dream Theater. 3 albümlerinden başka bilmediğim ancak Train of Thought'a taptığım bir grup Dream Theater. Konserde muhtemelen paso bu ne bu ne diye rahatsız edeceğim milleti ancak sıfır dinlemiş birisinin bile gitmesi gereken bir konser. Yani duyduğum kadarıyla.. 2005'de öğrenci halimle Deep Purple'ı onlara tercih etmiştim(iyi etmişim), daha sonrakinde de İstanbul'da değildim.


Nisan ayında ise 2 tane konser var. Birisi 19 Nisan'da İsveç'li progresif death metal grubu Opeth. Epeydir pek uzağım, bir ara girmiştim epey farklı bir grup. Ancak bütçemi o konseri benden kat kat çok isteyen kardeşim için ayırdım. Geçen yaz geldikleri Uni-Rock Festivalinde Hırvatistan maçının gecesine denk gelmişlerdi. Maç uzadı,penaltılara kaldı, fonda kafa sallayan İsveçlileri umursamadan maçı izlemiştik. Maçtan çıktığımızda konserin son bir iki şarkısıydı. Türkiye tezahüratı ile galeyana gelen grubun sahneye doğru hücum etmesi enteresan bir görüntü oluşturmuştu.

Bu ay olan bir diğer konser de Hail(aslında Hail!). Hail'i görmek isteme sebebim Tim "Ripper" Owens. Judas Priest performansını pek bilmiyorum ancak Iced Earth'de iken çok beğeniyordum. Jon Schaffer ona ayıp etti, adamın kaderi de hep asıl vokallerden sonra gruba katılıp tekrar o vokallere yerini bırakması, gerçekten ilginç. Ben de gruptan bu konser ile haberdar oldum. Kadrosu şöyle;

Vokal: Tim "Ripper" Owens (ex- JUDAS PRIEST, ex- ICED EARTH, YNGWIE J. MALMSTEEN)
Basgitar: David Ellefson (ex- MEGADETH)
Gitar: Andreas Kisser (SEPULTURA)
Davul: Jimmy De Grasso (ex- MEGADETH, ex- SUICIDAL TENDENCIES)


Konser 27 Nisan Pazartesi Jolly Joker Balans'da. Biletler belli değil gözüküyor ya da ben beceremedim biletix'i fakat arkadaşın dediğine göre 45TL ve yaz öncesi bu kadar konser sırada ve tatilcik yapma isteği varken düşündürdü. Ve pazartesi! AliSamiYen'de bir maç daha cazip geliyor şu anda.

Bu sezon başka Rock'n Coke 2009 varmış. Ancak dedikodulardaki grupların hiçbiri ilgimi çekmedi. Linkin Park diyorlar. Red Hot Chilli Peppers o festivalin getireceği ve benim gideceğim tek gruptur herhalde. Zaten kitlelerini oturttular gibi, bir beklentim yok.

We Are The Champions / God Bless You All!


We are the champions - my friends
And we'll keep on fighting - till the end -
We are the champions -
We are the champions
No time for losers
'Cause we are the champions - of the world -

8 Nisan 2009 Çarşamba

Tenacious D: The Pick of Destiny!


Son zamanlarda belki de ilk Blues Brothers ve Commitments’dan beri en keyifle seyrettiğim müzikal oldu ve filmin nasıl geçtiğini anlamadım… Tabi müziklerinin rock ve metal olduğunu söylemem abes kaçacaktır… Filmde Ronnie James Dio açılış parçasını söylüyor, Foo fighters’tan Dave Grohl’un da ufak ama keyifli bir rolü var: Satan:-)

Başlarda bana itici gelen Jack Black, school of rock’la sempatikleşme evrimini bu filmle tamamladı. Baba oyuncular Tim Robbins ve Ben Stiller’ın rolleri de az ama öz olmuş! Klişe Amerikan filmi ve finali isteyenler ise izlemesin bu filmi. Ama içten bir müzikal isteyenler de kaçırmasın… Hele hele kıçında doğum lekesi olanlar asla ve kat’a:-)

3 Nisan 2009 Cuma

Ayın Albumu Nisan



Herşey bu albumle başlamıştı. Daha Heavy Metal adı ortada yıllarca olmayacaktı. Ama onlar 70 yılında yani bundan 38 yıl önce ikinci albumleri Paranoid'le açılışı yaptılar. Evet metalin ve doomun ataları Black Sabbath'dan bu ayın albumu: Paranoid!

Açılıştaki warpigs tum zamanların en iyilerindendir.. Paranoid'i Iron Man'i bilmeyen yoktur...

1 Nisan 2009 Çarşamba

Yaşasın Tankard + Eintracht kardeşliği!

Tankard keyifli bir Alman thrash grubu olmasının ötesinde futbolla daha doğrusu taraftarı olduğu Eintrach Franfurt’la ilgili çıkardığı EP ile de tanınır. Bu arada NWOBHM gruplarından Frenzy’nin iki parcalık bir Blackburn Rovers single’ı var ki daha sonra yazacağım…

EP'de tamamı Eintracht Frankfurt'la ilgili 4 parca var ki en keyiflisi schwarz-weiß wie schnee tabii ki! Sözleri şöyle;

Du wirst nun 100 Jahre alt, ziehst mich in deinen Bann
Meine große Liebe, seit ich laufen kann.
In guten wie in schlechten Tagen steh'n wir stets zu dir
Ob Niederlage oder Sieg, deine Fans sind immer hier
Wir haben die Eintracht im Endspiel geseh'n, mit dem Jürgen, mit dem Jürgen
Sie spielte so gut und sie spielte so schön mit dem Jürgen Grabowski
Schwarz-Weiß wie Schnee, das ist die SGE
Wir holen den DFB-Pokal und wir werden Deutscher Meister, Meister
Schwarz-Weiß wie Schnee, das ist die SGE
Wir holen den DFB-Pokal und wir werden Deutscher Meister
Auf geht's Eintracht schieß ein Tor, wir woll'n dich siegen seh'n
Schwarz-Weiß sind die Farben, auf jedes Spiel wir geh'n
Von Haching bis nach Wattenscheid, überall war'n wir dabei
nie mehr zweite Liga - ein einziger Schrei

Turkce olarak, “100. yilina giren takimim kupayi alsın, şampiyon olsun ve bir daha ikinci lige düşmesin, yenilsen de yensen de taraftarin senle” diye özetleyebiliriz şarkının sözlerini...

Burada da harika goruntuler var. Önce tezahurat ardindan Tankard’a binlerce kişinin eşlik etmesi, tüyler ürpertici, olağanüstü anlar… Yaşasın futbol metal kardeşliği, gelsin biralarrr… Bir de daha önceden yaptıkları Forza SGE şarkısı var ki hem şarkı hem klip enfes!!!

Bu arada biz bu Eintracht’ın Yeboah’lı ve sonradan Fbye gelen Okocha’lı kadrosuyla 92’de UEFA ikinci turunda karşılaşmış, dışardaki maçta 0-0 berabere kaldıktan sonra Sami Yen’de Ugur Tutuneker’in golü ve ardından kapalıdan aşağı uçan davulla birlikte eleyivermiştik diyip konuyu GS’la sonlayalım:-)

7'sinde ne ise 70'inde o II