20 Şubat 2010 Cumartesi

Volbeat

Volbeat hakkında daha haber, video koyacak gibi durum. Heavy Metal'den dışarı sapmadan güzel ve sıradan olmayan işler yapan bir grup, elvis metal de deniyor bazı şarkıları ve vokal tarzı sebebiyle, ki doğrudur. Danimarkalı grubun linkteki şarkısı sanırım ilk defa duyanlar için verilebilecek ve onları tanıtacak en iyi tercih olur. Üç tane albümleri var şimdiye kadar;

The Strength / The Sound / The Songs (2005)
Rock the Rebel / Metal the Devil (2007)
Guitar Gangsters & Cadillac Blood (2008)

Danimarkalı grup 2009 yılında bir dönem Metallica'nın World Magnetic turnesine de katıldı Kuzey Amerika'da. Fakat buradaki habere göre, herkesin hemen bu satırları okurken tahmin ettiği gibi, öneriyi yapan kişi vatandaşları Ulrich değil, Danimarka'daki bir konserlerinden önce onları dinleyen ve hayran kalan Hetfield.

19 Şubat 2010 Cuma

Tam 30 sene oldu!


Evet AC/DC’nin solisti Bon Scott’ı kaybedeli 30 sene oldu. Çok içerdi, uyuşturucu kullanırdı, ölümü de Zeppelin’den Jon Bonham gibi bu sebepten oldu, uyurken boğuldu :( Yerine Geordi’den Brian Johnson’ı alıp doludizgin devam etti AC/DC. Hatta rivayet edilir ki bir Pub’da Brian’ı izleyen Bon, kendisine birşey olursa onu gruba almalarını söylemiştir…

Ölümünden yalnızca beş ay sonra, Bon’un anısına tüm zamanların en çok satan ikinci albumu Back In Black çıkarıldı. Yaşarken, “çok ünlü olduğumda solo albumümün adını bonfire koyucam dediğinden ölümü sonrası onun anısına acdc bonfire adlı, bon scott'lı kayıtlarından oluşan box set çıkarıldı.

Ezequiel AC/DC ile ilgili herşeyi yazmıştı daha önce…

REGD Bon Scott…

"Forget the hearse, cause I never die"

İlk İsot Maceraları:)

18 Şubat 2010 Perşembe

Portnoy A7X ile stüdyoda


Amerikalı metal(alt türleri çok çeşitli) grubu Avenged Sevenfold, aralık ayının sonunda davulcusu Jimmy "The Rev" Sullivan'ı kaybetmişti. O dönem x bir günün x bir saati evde mi işte mi olduğumu algılayamayacak durumda olduğum için atlamışım.

Bu üzücü olaydan sonra tabii herkes ne olacak diye beklerken, grubun resmi web sitesinde dün yapılan yazılı açıklamada, yeni albümlerinde hayatını kaybeden arkadaşlarının en sevdiği davulcu olan Mike Portnoy'un çalmayı kabul ettiğini açıkladılar.

Avenged Sevenfold'u 2006 yılında tamamı canlı yayınlanan Rock Am Ring festivalinde internetten izlemiştim ve sahnelerini epey beğenmiştim. Bazı hit parçaları dışında albümlerine çok girme fırsatım olmadı fakat çizgileri en bilinen tabirle metalcore/hardcore/punk/black metal gibi çok farklı türlerin karışımı olarak tanımlanıyor.

not: Hayatını kaybeden davulcu The Rev, fotoğrafta en soldaki.

16 Şubat 2010 Salı

Sepultura Geliyor


Brezilyalı dev grup, 28 Nisan 2010 tarihinde, 25. yıl Dünya Turnesi kapsamında İstanbul'a geliyor. Konser Maçka Küçükçiftlik Park'ta. Biletix linki için tıklayın.

Hizmet bedeli vermem diyorsanız, indirimli satış noktaları;
İstanbul: Hammer Müzik, DoRock Bar, Kirke Müzik, Gargamel, Köstebek, Pena Müzik.

İndirimli biletler İzmir, Ankara ve Eskişehir'de de satışa sunulacakmış, almak isteyenler unirockbilet@gmail.com adresine e-posta atmaya yönlendiriliyor İstanbul dışındaki arkadaşlar için.
Genel Giriş: 35 TL
Sahne Önü: 50 TL

10 Şubat 2010 Çarşamba

Metal Art VII: Black Sabbath Özel



Blaze geliyor



9 Ekim 2010 tarihinde, organizasyon Level5. Kariyerindeki her dönemden şarkı olacakmış. Grubun tamamı; NICO BERMUDEZ (Gitar), JAY WALSH (Gitar), DAVID BERMUDEZ (Bas), LAWRENCE PATERSON (Davul).

Blaze ile mazim iki adet Iron Maiden albümünden ibaret, ki her maiden albümünde olduğu gibi harika işler var. Ama hep bir adım geride kalmıştır. Hem o albümleri "yeniden" keşfetmek için, hem de Blaze'in diğer işlerini keşfetmek için güzel bir ateşleyici, iyi bir fırsat olur. Daha uzun bir
süre var, biletler de sonra açıklanacakmış.

9 Şubat 2010 Salı

Lamb of God Geliyor




17 Mayıs 2010 tarihinde Maçka Küçükçiftlik'te konser verecekler. Unirock organizasyonu yapıyor konseri ana sponsor ise Tuborg. Unirock yavaş yavaş önemli işlere imza atmaya başlıyor. Umarım bu ivmeyi devam ettirirler ve bir kaç sene sonra tamamen yerli ve güzel bir festival geleneğimiz olur. Çok dinlemesem de, bir metalcore grubunun tek başına konsere gelmesi ilerisi için umutlandırdı beni. Kişisel tercihim Machine Head (ah ah) ve hatta Trivium'un gelmesinden yanaydı bu kesimden olası bir konserde fakat onlar da daha sonra olur umarım.

Lamb of God genel olarak metalcore diye geçmesine rağmen içinde death ve thrash da barındırıyor. Benim daha önceki denemelerimdeki tek sıkıntım vokalleriydi, ki hala öyle. Brutal de değil, epey ilginç bir vokal tarzı var bana göre.

Hayvani bir metal konseri istiyorum diyenler için gayet nokta atışı olur bu konser. Ben konsere gidersem arkalardan, kenarlardan falan izlemeyi düşünüyorum ama. Son şarkıda yapılan geleneksel ölüm duvarı etkinliğine katılmaya pek niyetim yok, konsere gideceklere de uyarı olsun, aman fiziğinize güvenmiyorsanız dikkat edin Black Label şarkısı başladığında.

Bilet fiyatları 60 ve 100 lira. Biletix'ten alırsanız hizmet bedeli ile 67 ve 100 lira oluyor. Hizmet bedelsiz biletlerin satıldığı yerlerden Dorock, Hammer ve Kirke'yi biliyorum, başka yerlerde de vardır, resmi bir yazıda göremedim henüz.

8 Şubat 2010 Pazartesi

Ayın Albumleri Kaldığı Yerden!

Birkaç aydır ayın albumlerini yazmayı aksatmışım, son dört ayı toptan sıralıyorum...

Kasım ayında malum Wasp’ın Konseri vardı. Ayın albumune Wasp’dan seçim yapalım dedik, aynı adlı ilk albumle Crimson Idol arasında gidip geldim ve eski olan ağır bastı: Çok sıkı albumdu be, Love Machine, School Daze, I wanna be somebody, Torture never stops, Tormentor…

Kısaca tek tabanca Blackie Lawless ve saz arkadaşları desek yanlış olmaz Wasp için, Blackie dışında bol eleman rotasyonu olduğundan kelli… Los Angeles çıkışlı olması bu şehirden aynı dönem çıkan Mötley Crüe, Ratt ve Quiet Riot’un genelde glam olarak tanınmaları ve makyaj durumlarından dolayı, Wasp’e de glam denmişti ama bence tarzları geleneksel metaldir… (Sonradan makyajsız kilo almış Elvis Presleyvari suratını görünce iyiki eskiden makyaj yapmış dedim:))

Gene ilgi çeken bir diğer konu isimlerinin açılımı: Wasp malum ABD’de beyaz anglo sakson protestan’ın kısaltması olarak kullanılır. Ancak ırkçılık suçlamalarına karşın Blackie isimlerinin We Are Sexual Perverts’ın kısaltması olduğunu söyler hep, yani “Seks Manyakları:) Aynı adlı album kapağında bu lafın yer alması dışında konserlerde de defalarca tekrarlanmıştır bu slogan. Love Machine ve Fuck Like A Beast gibi şarkı isimleri ve sahne şovları da duruma örnek…

İlk albumden sonra hepsi belli bir çzginin üzerinde üç album daha yaptılar ki öne çıkan parçalar, Wild Child, Blind In Texas, 9.5 Nasty, The Heretic ve The Real Me. Beşinci albumleri Crimson Idol ise çoğu fanları için en iyi albumleri, metal tarihinin en iyilerinden diyen de var hatta. Konsept albumlerin de en iyilerinden.

Aralıkta proto metal gruplarından Uriah Heep’in 95 tarihli Sea Of Light’ı ayın albumuydu, prog esintiler, sıkı ritmler, klasik Heep arka vokalleri ile dört dörtlük bir çalışma. Against The Odds, Tme Of Revelation, Universal Wheels, Fear Of Falling, Logical Progression ve Aerosmith’inkiyle ilgisi olmayan Dream On balad’ı özellikle muhteşem… Bu arada surrealist plak kapağı da daha çok Yes’den tanıdığımız Roger Dean tarafından çizilmiştir…

Ocakta tekrar yeni dünyaya döndük ve pek bilinmeyen San Francisco’lu Brocas Helm’den Into Glory Rıde’ı koyduk ayın albumune. Bahtsız bir Amerikan grubu. 81 de kurulup ilk uzun albumu Into Battle’ı vasat bir prodüksiyonla ancak 84de çıkarabilmişler. Ama power epik metal konusunda iyi olan Amerikan gruplarının hallicelerindendir grup.

Açılışta at efektli ve kesik ritmli harika Metallic Fury’den sonra aynı adlı efsane şarkı Manowar’ın en iyilerine rakip olacak kadar başarılı… Sonrasında da hızlı enerjik parçalarda kalite düşmüyor. Arada blues etkileri, sıkı çift gitar soloları ve harika davul atakları… Beneath a hunted moon, Ravenwreck, Into The Ithilstone diğer sıkı parçalar…

İçinde bulunduğumuz Şubat ayında ise Manowar, Manilla Road, Cirith Ungol ve Brocas Helm’in ilham kaynağı, adı gibi efsane Legend’ın From The Fjords albumunu seçtim. 3 kişilik dev bir orkestra harika müziyenlik örnekleri, ki baterist Raymond Frigon’un etkileri özellikle Brocas Helm’de belirgin. Diğer elemanlar, gitar vokalde Kevin Nugent ve basta Fred Melillo! Bunca yıldır rock, blues ve cazın yığınla örneklerini dinledim, Raymond dünyanın gelmiş geçmiş en iyi bateristlerinden biri ve bu album dışında bir çalışması olup olmadığına ilişkin bilgiye nette rastlayamadım maalesef :((… Diğer iki eleman Mercenary diye bir grupta çalmışlar ama kayıtlarına ulaşamadım. Nugent 83’de ölmüş…

Bu album sadece 500 adet basıldığından bugün metal plakları içinde en paha biçilemeyenlerinden biri… Orijinal kopyaları 1200-1500 USD’ye gidiyor. Popsike’daki en pahalı kopya 868 USD’ye alıcı bulmuş!

Genel olarak adından da anlaşıldığı üzere Iskandinavya’ya uzanıyor vikingleri ziyaret ediyoruz. Epik power metalleyiz, ama uzun şarkılardaki progressive altyapı bu tarzdan hoşlanmayanları sıkabilir. İlk parça The Destroyer harika gitar melodi introsuyla ve bitmeyen davul ataklarıyla zaten kapıp götürüyor. Sonra aksak ritmi muhteşem bas ve ataklarıyla şarkı uçup gidiyor. The Wizard's Vengeance da harika ama üçüncü parca Golden Bell gelmiş geçmiş en iyi şarkılardan biri.

B yuzu A kadar destansı olmasa da ensturmental ilk parcanın bugun shred, virtuözite kelimeleriyle anılan gitaristlerin bir numaralı ilhamı olduğu kesin. Liquid Tension Experiment tadında bu parça. Aslında bu yüz sanki sevdikleri 70’lerin değişik gruplarına atıflarla dolu. RARZ’de de bir south havası var ama şarkı oldukça hızlı. Against The Gods ve Iron Horse fusion ve jazzrock sınırlarında. Tabi bu tarzın bu kadar sertini Gary Moore ve Jon Hiseman’lı Colloseum II dışında yapana rastlamamıştım o tarihlerde. Bir de Iron Horse’un uzun bir bateri solosu var, bir studyo albumu için acaip sıradışı ve bulunmayacak bir nimet. Kapanışta albume adını veren parça ile tekrar epik metale dönüyoruz: Tam 8 dakika! Bu kadar iyi bir grubun tek albumle yokolup gitmesi acı, ama gerçek …