11 Temmuz 2011 Pazartesi

Farewell Pt.2!

Ali Sami Yen’e veda sonrası ne yazılabilirdi ki? Birkaç saat önce bünyeye zerk edilen Coverdale’spor’un eşsiz sesi / performansı + eskiler ağırlıklı Metal Tanrılarının seyrettiğim ikinci ayinlerinin üzerine? Baştan söyleyeyim ki bu filmin sonu çok hazin, sıraların üzerine çıkan çocukları peşi sıra gördüğünüzde anıra anıra ağladığınız Ölü Ozanlar Derneği misali hazin hem de! O yüzden kaldırmayacak bünyeler peşinen yazıyı okumadan sittirip gitsinler bir zahmet…

Hani son yıllarda organizatörlere helal çekip duruyoruz ya; Metallica, Dream Theater artık sayısını unuttuğumuz kadar çok geldiler ya; Big Four’u , Manowar’ı, Accept’i aynı konserde gördü bu gözler ya; Judas ikiledi, Purple, Beyaz Yılan falan da oyle, Demir Bakire en sonunda bizi de yakalayıp yuttu ya, hatta 2013’e AC/DC müjdesi de verildi ya, Ulan ne kaldı gelmeyen, aha Motorhead’de kola kutusundan çıkacak ya, Ozzy’de eşşşekoğlueşşek değilse gelir ya… Hayır bir daha soruyorum, babalardan kim kaldı geriye? Sayın 5 grup daha sayabilirseniz…

Peki bu gruplardan 10 yıl sonra kaçı çalmaya devam edebilecek? Hadi KK Dawning’in yerine koydun 30’luk elemanı, Halford gidince ne yapacaksın? Dio gitti, yerine kimi koyabildin? Hem Dio’dan hem de Black Sabbath’dan olduğuna yanmayacak mısın?

Sakın yeni gruplar geliyo falan deme a.ına korum! O ne idüğü belirsiz melez müziklerini hepsi alıp a.alarının a.ının ortasına gömsünler. Arada geleneksel metal yapmaya çalışan birkaç garibandan zaten haberimiz bile olmayacak o orospu evlatları yüzünden. Sonuca gel uzatma pic derseniz aha sonuç: Metalin ölmesine şurada birkaç yıl kaldı, olur da babalar kendilerine biraz iyi bakıp hayatları boyunca esirgedikleri şevkatten bir nebze zerk edebilirlerse belki bir 10 yıl daha, ama sonra? Birbir giden sevgililerin ardından hep biz olacağız el sallayan:-( Aha bu da elveda Part2!

15 Aralık 2010 Çarşamba

Elveda Cehennemlerin En Sevimlisi!


Epey kastim ilk seyrettigim maci hatirlamak icin. Sanirim 86-87 sezonu Diyarbakir maciydi. Okul tatilinde Istanbul'a gelmis, karli bir havada 3-0 yenmistik gibi kalmis hatirimda... 87'den sonra uni icin Istanbul'a geldim ve yiginla mac seyrettim. Avrupa Kupasi maclarini ise Canaydin donemine kadar hic kacirmadim. En sikintili donem CL'de gol atamadigimiz ilk yillardi bana gore. Ama kolay kolay hic bir takima nasip olamayacak kadar cok zafer yasadik, hem Evropa hem de Turkiye'de... Tromso macinin yasini ise birkac gun tuttum:-(

87'de Trabzon maci sonrasi cikan kavgalarda yanlislikla sivil polise saldirinca silahini suratima dogrultmustu, ne topuklamistim ama sonra:)) Gene bu yillarda bir TSYD macinda hareket cekerken yumrugum komserin yuzune denk gelince disari atilmistim, maci eski acikta tamamladim...

İlk kombinemi 96-97'de aldim, ta ki bu seneye kadar! Numaralida bir maci enisteyle izledim ama hatirlamiyorum. Yeni acikta iki dehset mac 88'deki Rapid ve Nosetel maclarini izledim:) Kapaliya yetmemisti param:( Teberrulu bilet fiyati acigin 8 katiydi!!! Alpaslan Dikmen tribununde de bir sezon kombineli takildim genclerle. Onun disinda kapalida cogunlukla GALATASARAY’ın RAY'ının altinda 26. sıra 71 nolu koltukta takildim. Ya da oralarda... Bir de dergide calisirken saha icine girmistim CL macinda, az daha benim yuzumden kulup ceza yiyordu:)) Sonucta her tribununde yer almisim en azindan…

Elveda,
Arif'in gogus istopu, Tanju'nun Rapid'e 2 m’lik yarma uzerinden ve Nosatel'e attigi kavisli goller, Tutuneker'in Yamuk yuruyusu, prekazinin konclari, Mami'nin HIRSI, Aslan yurek Rasit'in kanli dizi, Wunderbal Derwall (RIP), mac sonrasi basket anonslari ve Sergiye yuruyerek giderken yolda Mc Donalds Taksim molasi ve patlatmasi, yeni acikta dizi dizi davullar, Dakka 90 gol Hasan, Ugur'un Frankfurt'a attigi gol ve kapalidan ucan davul, Hayrettin'in Roma'dan yedigi rezil gol ve Papin'in kontralari, Kubi'nin mantar takima frikikten taktigi, Tugi'nin gol sevincleri, Cantona'nin pano tekmelemesi, Imparator FT, bermuda seytan ucgeni, Hakan'in presi ve kafa golleri, Vedat'in isirigi, Buyuk Kaptanlar ve Kucuk Kaptan, Amigo Mehmet Abi, Laylaycilar, Alpaslan Dikmen, uA, koreolar, Orjin kofte, ASY sokak, Opet ve Burger King tuvaletleri, KAPALI ve tabii ki kirik koltuklar;

Hepinize elveda:-(

Ne maclar yasandi,
Dunya cehennemi senle yasadi!
Elveda Sami Yen,
Artik gorusemeyiz yeniden:-(

11 Kasım 2010 Perşembe

Özlü Sözler XII


"Onların yaptığı müziği beğenmiyoruz. Zaten gitarla yapılan müzik yakında yok olup gidecektir" Decca Müzik Şirketinden bir yetkili Beatles ilk çıktığında yumurtlamış bunu…

Blog Notu: Hasktir ordan…

19 Ekim 2010 Salı

Levsel'le Söyleşi!

Evet Levsel’in dehşet başarılı Nevizade Geceleri ve Ölüm Varmış yorumlarını koymuştuk bloga. Bu kez kendisiyle söyleşeyim derken iş büyüdü ve söyleşi GS dergisi Ekim sayısına giriverdi. Blogda da bulunsun diyerekten…

Önce kısa bir giriş: Levsel, Galatasaray aşığı olmanın yanında amatör bir müzisyen. Bir sürü gitar, davul ve karmaşık ekipmandan oluşan ev stüdyosunda yapıyor çalışmalarını. Alıyor GS tribün bestelerini, önce elektro gitarla çalıyor rifleri, sonra davul ve vokali harmanlıyor, ortaya alternatif heavy rock tadında eşsiz Nevizade Geceleri ve Ölüm Varmış yorumları çıkıveriyor…

Ve söyleşi:

- Levsel, müzikle ilgili çalışmalarından kısaca bahseder misin ?
Lise gruplarından sonra üniversite döneminde Taksim’deki çeşitli barlarda farklı gruplarla rock’n roll ve blues çaldım. O aralar yine kendi keyfimize göre daha sert müzikler yaptığımız beste grupları da oldu. Bir yandan da evde kendim bir şeyler yapıyordum. Sonra Amsterdam’a taşındığım vakit bir gruba dahil oldum. Bir E.P. çıkartıp konserler verdik. Şu an tekrar İstanbul’dayım ve yine birden çok grupla beraber çalıyorum.

-Nevizade geceleri, Ölüm Varmış gibi Galatasaray tribün şarkılarını, daha doğrusu bestelerini yorumlama fikri nasıl oluştu?
Yine Amsterdam’dayken, Amsterdam dışında Amstelveen’de bir arkadaşın evinde 2008 yılında Ali Sami Yen’deki Fenerbahçe maçını izledik. Nonda’nın kafasıyla kazandığımız maç. O maç bitti ben kendimi sokaklara attım, biraz içkiye de abanmışız sağa sola bağırıyorum, Fener’e çakmışız, şampiyonluğu yarılamışız, kolay değil! Sokakta çıt yok tabi, ufacık bir yer Amstelveen. Delirecem, yapıştım telefona İstanbul’u arıyorum önüme geleni, maç muhabbeti yapıcaz, galibiyetin tadını çıkarıcam! O an çok fena koydu gurbette olmak, şimdi dedim Sami Yen’de olmak vardı. Yutkunup eve gittik yapacak birşey yok. O aralar bayağı koymuştu Galatasaray’dan, İstanbul’dan, Galatasaray’lılardan uzak olmak. O dönemler düştü aklıma Galtasaray şarkıları yapmak yanlış hatırlamıyorsam.

-Nedir gurbet taraftarlığı, anlatsan?
Gurbet taraftarlığı sıkıntılı. Coşuyosun kuduruyosun bir ayar verebileceğin, ayar alabileceğin adam yok! Hani var tabi de, olduğu kadar. Bir Fener’liye bile hasret kalıyorsun ki giydiresin! Gerçi o 2008 şampiyonluğunu kanallarda bir tekneyle gezerek kutladık, bayağı bir inlettik Amsterdam’ı, o eğlenceli oldu.

- Galatasaraylılığın aileden mi geliyor?
Maalesef değil, babam Fenerbahçeli. Ama kendini bilmez olanlarından değil, Fener’li olduğundan çok futbol taraftarıdır. Oturup güzel maç izleriz beraber. Denizli – Fenerbahçe maçını izlerken Appiah’ın topu dışarı vurduğu pozisyonda benim dizlerim boşaldı, yere düştüm, nabız falan düştü, bir şeyler oldu. Peder bey maçı, şampiyonluğu falan bırakıp beni mutfağa taşıttı, maç bitene kadar orada tuttular beni. Gerçi maç bitti haberi geldiğinde yine ayılıp bayıldım o ayrı. Ben kendimi bildim bileli fanatik Galatasaraylıyım bir şekilde. Ankara’dan İstanbul’a taşındığımız günü hatırlıyorum, tam bizim 1987’de Eskişehir’le oynadığımız şampiyonluk maçı bitmiş, köprüden geçiyoruz, belediye otobüslerinin o küçük camlarından insanlar sarkıyor ellerinde bayraklarla şampiyonluğu kutluyorlar. İstanbul’a taşındıktan sonra okulum Florya’daydı, çekiyor demek bir şekilde. Yine ilk çalıştığım ofis Ortaklar Caddesindeydi, stadın dibindeydim. Takım otobüsünün geldiğini görür sonra giderdim maça. Hayatımın en mutlu günlerinden biri, takımın Atatürk Havaalanı’na Uefa kupasıyla indiği gündür.

- Kombinen var mı ?
Kombine hiçbir zaman almadım, yeni açık biletimi alır giderim maça. Bizim tayfayla sokakta içeriz, sonra ayrılırız ben yeni açığa geçerim, onlar kapalıya. Pardon, olimpiyat stadı senesinde vardı kombinem, kale arkasındaydım, almayanı dövüyolardı.

-Tekrar müzik! Nevizade Geceleri Rock versiyonunu Hollanda da mı yaptın ?
Evet Hollanda’da, Skibbe döneminde yapmıştım yalnış hatırlamıyorsam. Evde bir odaya doldurdum gitarları amfileri, bir laptopla hazırladım. Alet edevatın büyük kısmı İstanbul’da olduğu için kötüydü o kayıt. Sonra koydum youtube’a, millet çok sevmiş. Sırf benim yayınladığım yerlerde bayağı tıklandı, bir de insanların alıp koyduğu yerler de var. Bayağı bir yayıldı. Bir gün resmi sitede, bir gün forma tanıtımında kullanılmış. Zaten derdim de buydu, insanlara ulaşsın, gece kafayı çeken Galatasaraylılar coşunca açsın dinlesin, söylesin. Geçen ay da Ölüm Varmış Korku Varmış’ın rock versiyonunu yaptım, saldım internete. O da Hollanda’dan kalma bir fikirdi, buraya döndükten sonra yapmak kısmet oldu.

-Besteleri neye göre seçiyorsun , neden bu ikisini seçtin?
Bir kere Galatasaray ve Galatasaraylılık ile ilgili olan, Galatasaray’ı sevdiğimiz için söylediğimiz besteleri seviyorum. Diğer takımlara söylediğimiz besteleri değil, kendi takımımıza. Sonra kafamda rock formatında bir kuruyorum şarkıyı, iyi bir rock riff’i de gelirse tamamdır.

-Ölüm varmış korku varmış’ın kapanışındaki son paragraf tribünde söylemediğimiz bir kısım, ama çok da hoş olmuş bu haliyle…
O kısmı çok sıkı Galatasaray’lı olan bir arkadaşım yazdı, sözlerin samimiyetine çok inandığım için koydum.

-İki şarkıda da laylaylı bölümler var, seyirciyi pardon dinleyiciyi acaip galeyana getirici…
Var. Ben yazıyorum o kısımları. Lay lay bizim tribünde önemlidir. Tezahüratın pek coştuğu yerdir nihayetinde orası. Taraftar görevini yapar sözleri söyler, lay lay kısmında da eğlencesine bakar. Tezahüratta laylay esastır. Suratta acımsı ifadeyle söylenir.

- Başka tribün bestelerine de el atmayı düşünüyor musun?
Bir iki tane kendi yazdığım Galatasaray şarkısı var, fakat ben tribünün hali hazırda severek söylediği besteler üzerine bir şeyler yapmayı seviyorum. Aklımda yeni bir tane var ama bilmiyorum ne zaman yaparım.

- Tribünün profilini düşünürsen bu sert ve farklı tarzın sevileceğini düşünüyor musun ?
Valla ben Nevizade’yi yaparken hiç bu kadar sevileceğini beklemiyordum. Bizim bestelerin büyük coğunluğu ‘demode pop’ dediğimiz örnekler üzerine söylenmiş şeyler. İnsanlar o tona daha alışık tabi.

- Peki ileride bu iş nereye gider, kafanda neler yapmak var?
Tribünde severek söylediğimiz 8-10 bestenin rock versiyonlarını güzel bir prodüksiyonla bir cd’de toplayıp, taraftar albümü gibi Galatasaray’lılara ulaştırabilmeyi isterim. Bu yeni kaydı (ölüm varmış) biraz daha düzgün hazırladık, fakat video siteleri kaliteyi düşürerek yayınlıyorlar. Daha düzgün dinlenebilmesi için mp3 formatını da koydum gerçi. Düzgün bir prodüksiyonla bir cd hazırlansa, GS Store’da bulunabilse, stadda çalınsa... Daha da ne isteyeyim?

Not: İlk iki foto dergiden Tuncay Şen'e aittir...

Üzümümün resmini çizebilir misin Beavis?

13 Ekim 2010 Çarşamba

Klibal Enfessiyon III


Isvicre'den cikan en basarili gruplardan Krokus. Bu klip de seyrettigim en eski konulu kliplerden... Sarki da super, evet karşınızda Screamin' In The Night!

4 Ekim 2010 Pazartesi

Cloven Hoof: Toynaklı Metal Grubu:-)

Epeydir NWOBHM grubu tanıtmamışım:( Anadolu takımlarını tutanlar bu grubu pek sevecek: Neden? Çünkü bu arkadaşlar kuruldukları Wolverhampton şehrinin takımı Wolves’u destekliyorlar da ondan… Bir de isimleri ilginc: Hoof toynak demek ki direk keçi çağrışımı yapıyor. Keçi malum şeytanı simgeliyor çoğunlukla, Angel Witch ve Venom gibi NWOBHM gruplarında da bol bol rastlıyorduk album kapaklarında… Cloven Hoof ise keçi toynağını andıran bir çizme türü, yani grup bu adı koyarken biraz Twisted Sister vari bir mizahi yaklaşım sergilemiş sanki…

Cloven Hoof’un hikayesi 82’de ilk demoları ile başlıyor. Sahaya dizilişleri şöyle:

David Potter - Vocals
Steve Rounds - Guitars
Lee Payne - Bass
Kevin Poutney – Drums

İlk şarkı ritmik ve tipik bir NWOBHM parçası That’s the way, arkasından 8,5 dakikalık Return Of The Passover. Oryantal ve progresif introsundan sonra doom riffleriyle ilk baba Cloven Hoof parçasıdır kendileri. Road of Eagles ilk power metal örneklerinden grubun, nakaratı ile öne çıkıyor. Son bölümdeki epik kısım şarkının zirvesi. Demo’nun son parçası A piece of the action da That’s the way gibi sadece bu demoda yer alıyor en zayıf parça ancak genel olarak çok iyi bir demo...

Aynı yıl çıkan Gates Of Gehenna EP’si ile grup hızla tanınır. Açılıştaki aynı adlı şarkı grubun en iyi parçalarından… Intro sonrası dehşet doomy bir akor, üstelik epik bir NWOBHM örneği… Bu parçanın içinde tempo düştükten sonraki bölüm de çok güzel, tabi Potter’ın melodik çığlıkları da. Solo sonrası ilk bölüme geri dönüyoruz. Kapanışdaki Starship sentinal inişli çıkışlı keyifli bir parça. Storm rider ise hızlı tempolu. Bu EP grubun en değerli plağı, 150 $ civarında ediyor…

84’de grubun ilk uzun LP’i grup adıyla yayınlanıyor. Açılışta Cloven Hoof adlı parça adına yakışır bir beste olmuş, epik! Arada ağır melodik bir bölüm… Bu bolumun echo echo kısmı direk megadeth’den * peace sells’in rifi. Son bölüm vokallerle falan gene epik ve 7 dakikalık parça farklı bölümlerle bir solukta dinleniyor ve grubun en begendigim parcasi. İkinci şarkı Nightstalker aslında Cloven Hoof olmadan önceki grubun da adı. Bu albumun şarkılarının ilk ham halleri Nightstalker demosunda varmış ama nette rastlayamadım, haliyle de dinleyemedim. Parca orta şiddette. March of the damned klasik müziği hatırlatan baterisiz bir intro, hemen arkasından harika Gates Of gehenna! Diger parcalar da gayet iyi. Laying Down The Law nakaratı ile öne çıkıyor. Son parça ise ilk demoda bahsi geçen Return Of The Passover. Sonuçta bu album her metalcinin arşivine katmaya uğraştığı LP’lerden…

86 tarihli ikinci LP Fighting Back grubun vasat albumu. Bu albumle power metal çizgisine yaklaşıyor grup ve vokale Rob Kendrick geciyor. Açılıştaki Reach For The Sky açılış rifiyle bir Judas’a selam çakıyor ama monoton bateri ritmi ile zayıf kalıyor. İkinci parça The Fugitive solosu ile daha iyi ama baterist gene bayık. 3 Tom Jones cover’ı Daughter Of Darkness. O dönem metalcileri kıl ettiklerine eminim, yorum ise gayet başarılı ama melodik yapı metale uygun düşmüyor. Tarkan’ın parçasını çalan Alamancı grup nasıl yuhalanmıştı konserde hatırlayın. Albumun iyi parçaları ise 8 dk’lık Heavy Metal Men Of Steel ile Raised On Rock. Tamamı yeni şarkılardan oluşan bu albume sahte seyirci efektleri eklenip konser havası verilmeye çalışılması ise çok absurd olmuş… Bateri ise Pountney tarafından degil de sanki dramme$in ile calınmış adeta :-)

Sonraki album 88’de çıkan Dominator! Gene çok özgün değiller, gitarlar Judas Priestvari. Power metal tarzları ise daha oturmuş gibi… Önceki çakma live’dan iyi, ilk albumden ise kötü bir album denebilir… İlk demonun süper parçası Road Of Eagles, yeni solist ve cilalanmış haliyle bu albumde parıldıyor… Fugitive ve Reach For The Sky da diger iyi parcalar…

Ve 1989’da Sultan’s Ransom çıkıyor. Hemen her otorite bu albumu grubun en iyisi olarak gösteriyor… Ben de Ekim ayının albumu olarak seçtim! Baştan sona başarılı, Helloween ve Alman power metal hastaları dinlememişse bulsun dinlesin. Albumun super parçaları, Astral Rider, Forgotten Heroes ve Mistress Of The Forest. A yuzu kapanış parçası oryantal 1001 nights’da Sultans bol bol geçiyor.

Son albumleri 2006’da çıkan Eye Of The Storm. Saund fazla 2000ler ve Amerikan olunca pek dinlenir olmamış. Vokalde Matt Moreton diye yeni bir eleman. Grupta eskilerden bir bascı Lee Payne kalınca saund, tarz falan da kalmamış… Inquissitor ve Eye Of The Sun gibi iyi parcalar kötü saund da çuvallamış…

2008’de best of adı altında eski ve yeni parçaları şu dizilişle

Russ North - Vocals
Ben Read - Guitar
Lee Payne - Bass, Additional Keyboards & Guitar
Jon Brown – Drums

Çıkardılar. Russ North’un dönmesi önemli grup adına ve Eye Of The Storm’daki saund düzelmiş. Gayet iyi çalmışlar parçaları, en dikkat çekense geri vokaller. Zaman zaman iki ayrı kanaldan iki ayrı geri vokalle şarkılar oldukça zenginleşmiş, bu arada yakında çıkacak yeni albumun şarkısı Kiss Of Evil da var. İlerde part 2 su da gelebilir ama Cloven Hoof dışındaki önemli parçalar bu albumde! Gates Of Gehenna yorumu orjinalinden daha iyi diyelim bir de meraklısına…

* Mustaine’in de NWOBHM dinledigine kanaat getirebiliriz…

Metal Art IX

3 Eylül 2010 Cuma

Big 4 DVD'si satışta!



Konsere gelemeyenlere teselli ikramiyesi:)

27 Ağustos 2010 Cuma

En pahalı albümler I:

Evet nette çeşitli siteler var pahalı plak satışlarını listeleyen. Daha önce bahsettiğim popsike ya da musicpriceguide gibi…

Ben de en pahalı NWOBHM plaklarını sıraladım; Bu arada NWOBHM yazılıp aslında bu kategoriye girmeyenleri ayıkladım. Onları Heavy Metal olarak II. Bölümde ayrı listeleyeceğim…

1) STORMCHILD Rockin' Steady RARE PRIVATE NWOBHM 7" USD 3.340
2) MARQUIS DE SADE '81 Rare NWOBHM 7" USD 1.555
3) WIDOW - S/T - UK ORIG 1983 LP NWOBHM / PROG ROCK USD 1.383
4) MARQUIS DE SADE 1981 NWOBHM 7'' PS USD 1.358
5) RITUAL - 'WIDOW' - UK ORIG 1983 LP MEGA RARE NWOBHM USD 1.350
6) DEF LEPPARD - '78 RARE 1st Press NWOBHM 7" EP RED LABEL USD 1.275
7) RICOCHET MIDAS LIGHT 7'' 1980 LISTEN!! USD 1.193
8) TYRANT - 'Hold Back The Lightning' Rare NWOBHM 7" USD 1.068
9) BIG DAISY - 'FEVER' 7" SINGLE, SERIOUSLY RARE NWOBHM !! USD 1.039
10) WIDOW - S/T - UK ORIG 1983 LP NWOBHM / PROG ROCK USD 1.038

Genel bilgiler;

- Fiyatlar her gün artıyor. Yüksek fiyatta belirgin faktörler, sınırlı sayıda basılmış olması ve ilk dönemde yani 80 başlarında çıkması
- Listede sadece bir adet LP var, gerisi single yani 45’lik ve bu grupların ortak noktaları bu single dışında resmi album yayınlamamış olmaları
- 6 aydır izliyorum, haliyle sürekli artıyor fiyatlar. 10 yıl sonra açık artırmalar Sotheby’s de falan yapılabilir…

İlk sırada Stormchild var açık ara önde. 80’de Bolton’da kurulan grubun Rockin’ Steady single’ı dışında yayınlanmış bir şarkısı yok! Cesur bir sinth introsu sonrası ritmik AOR tadında bir şarkı, gayet keyifle dinleniyor. Vokalist pek tiz seslere inemiyor ama şarkı genel olarak başarılı… Bu arada ilk solo da gitar degil sinth’den geliyor ve bence daha vurucu olabilirdi. İkinci solo gitarla ve daha başarılı! B yüzü şarkısı Last Night bence daha güzel. Daha önce tanıttığım Saracen tadında. İkinci bölümde hızlanıyor ve sinth solosu var, ama gene zayıf bir solo. Ardından gitar solosu gene daha iyi. Vokal ve sinth’de daha iyi elemanlarla devam etseler bayağı iş yapabilirlermiş… Bu arada benim en iyiler sıralamamda her iki şarkı da süper ligde yer alamadı!

Acep bu elemanlar 82’de bu albumu yaparken gun gelecek dünyanın en pahalı single’larından biri olacak diye düşünmüşler midir?

Bu arada, Stormchild adlı Lowesoft’lu bir NWOBHM grubu daha var demoları olan, karışmasınlar o grupla…

İkinci ve dördüncü sıradaki Marquis de Sade her yönüyle muhteşem bir grup; 81’de önce ilk demoları çıkıyor ki muhteşem! Bu demodaki Welcome to the graveyard’ı bulun dinleyin. Şarkının şansızlığı 8 dakika olması, yani belki de yüzden plağa koyamamış olabilirler… Müzik tarihi açısından da bu şarkının demo kasetlerde kalması çok talihsiz bir durum:( Demonun kapanış şarkısı da listedeki single’ın A yüzündeki Somewhere Up In The Mountains… Her iki şarkı da süper ligde ama burun farkıyla Somewhere Up In The Mountains’ı grubun en iyi şarkısı ilan ediyorum… B yuzunde Black Angel, hızlı ritmli, doom melodili harika bateri atakları olan bir parça. Ne hazindir ki bu grubun Hades Paradise/High Roller Records tarafından çıkarılan bootleg dışında bir cd’si yok!!!

3, 5 ve 10. sırada tek LP var Ritual’dan Widow: Doom etkileşimli bu grubu bir türlü sevemedim. 81’de çıkan single dışında bir de 93 tarihli bir uzun albumleri var. Monoton, uzun hep birbirine benzeyen gitar soloları olan bir grup. En sevdiğim şarkıları 81 tarihli aynı adlı single’ları Into The Night ki o bile bende süper lige giremiyor…Listedeki albumlerinin aynı adlı 8 dakikalık parçası da albumun en iyisi… Ritual listedeki aktif gruplardan, Shadow Kingdom Rec. ile anlaşması var, yeni albumleri bekleniyor…

6. sırada bilinen Def Leppard’ın bilinmeyen ilk resmi single’ının kırmızı renkli baskısı var. 78 demosundan sonra 79’da çıkıyor bu EP. Grup ilk bu iki şarkıyı kendi firması ile bazıları kapaksız, bazıları da iki şarkı olarak 1000 adet basmış. Sonra Vertigo üç kez daha basmış talep üzerine ki bu listedeki EP vertigonun kırmızı renkli ilk baskısından. A yüzünde Ride Into The Sun ile Getcha Rocks Off, b de ise sonradan ilk albumun kapanış parçası olarak karşımıza çıkacak Ouverture var… Tabi en iyi parça hızlı Getcha Rocks Off! GRO ve Ouverture aynı yıl BBC konser kayıtlarında da yer alıyor. GRO ilk albume girerken isim Rocks Off oluveriyor… 1984’de 78 ve 79 demo kayıtlarını içeren bir bootleg cd’si yayınlandı grubun… Heat Street, See The Lights, Glad I’m Alive gibi yayınlanmayan üç parça da var bu cd’de. Glad I’m alive’ın konser versiyonu, BBC kayıtları cd’sinde var, meraklısına…

7. sıradaki Ricochet de tek single yayınlayıp yokolan gruplardan A yüzündeki Midas Light enerjik tipik bir NWOBHM şarkısı, kıvrak gitar melodisi ve harika geri vokalleriyle çok iyi bir parça… B yüzü Off The Rails Dio’lu Rainbow tadında gene iyi bir şarkı… Grup 6 şarkılık (!) ful külliyatını 2001’de CD olarak yayınladı… Hala aktif görünüyorlar ama yeni şarkıları, albumleri falan yok…

8’de benim en begendiğim efsane grup Tyrant var… Epik müzik, yırtık detone bir vokal, harika kirli distorsonlu gitarlar. En iyi iki parçası da bu eşsiz single’da yer alıyor. Hold back the lightning ve Eyes of a stranger! Bu single dışında 3 demoları var ve kulliyatları 2006’da plak, 2009’da da çift CD olarak basıldı. Maalesef demo kayıtları çok temiz değil ama bu iki süper şarkı dışında For You, Mirror, Forever ve Shadows of the night’la toplam 6 şarkı ile süper ligimde yer alıyorlar… Tabi 2006‘daki LP 500 adet basıldı ve anında tükendi. İlerde bu listenin üst sıralarını zorlayacaktır…

9’da Big Daisy var ve A yüzündeki Footprints On The Water NWOBHM dünyasının nadir slowlarından biri, ben ikinci kümeye salladım bu şarkıyı. B yüzü Fever bir gömlek daha iyi ama bana göre bu komik kapaklı 45’lik sıralamanın en şişirilmiş single’ı…

Evet NWOBHM ilk 10 böyle. Iron Maiden’ın efsane Soundhouse tapes’i biraz aşağılarda ama her an ilk 10’a girebilir. Saxon’un falan esamesi okunmuyor… Hala döneme ait yeni gruplar çıkıyor ortaya. Strappado Metal blogunu takip ederseniz bu grupların çoğunu dinleyebilirsiniz… 3, 4 ay sonra bu listeyi de revize ederiz…