31 Ekim 2009 Cumartesi

Full Metal Jacket II

29 Ekim 2009 Perşembe

Michael Kiske


Hayatımda duyduğum en iyi seslerden biri. Ninni söylesin dinlenir! Belki de biri ona bunu söyledi, o da Helloween'den ayrılıp kendini heavy metalden epey sıyırdı. Kendi deyimiyle pop albümü bile yaptı, rock yaptı, akustik albümü var 2008 yılında çıkan. Helloween ile devam etmemesi, evet herkesin içinde kalmıştır belki ama yerine gelen Andi Deris'in sesini de duymaktan zevk müthiş zevk alırım. Kiske'nin kişisel kariyeri şöyle; (vikipediden)

1. Solo albumler
Michael Kiske

* Instant Clarity (1996)
o Always (EP) (1996)
o The Calling (EP) (1996)
* Readiness to Sacrifice (1999)
* Kiske (2006)
* Past In Different Ways (2008)

2. Grup Üyesi Olarak Katıldığı Albümler
Helloween

* Keeper of the Seven Keys Part 1 (1987)
* Keeper of the Seven Keys Part 2 (1988)
* Live in the UK (1989)
* Pink Bubbles Go Ape (1991)
* Chameleon (1993)

Avantasia

* Avantasia (Single) (2001)
* The Metal Opera (2001)
* The Metal Opera Part II (2002)
* Lost in Space Part II (EP) (2007)
* The Scarecrow (2008)

SupaRed

* SupaRed (2003)

Place Vendome

* Place Vendome (2005)
* Streets Of Fire (2009)

3. Misafir olarak katıldığı albümler

* Gamma Ray - Land of the Free (1995)
* Timo Tolkki - Hymn to Life (2002)
* Masterplan - Masterplan (2003)
* Aina - Days of Rising Doom (2004)
* Thalion - Another Sun (2004)
* Tribuzy - Execution (2005)
* Edguy - Superheroes (EP) (2005)
* Helloween - Keeper of the Seven Keys - The Legacy (Samples only) (2005)
* Indigo Dying - Indigo Dying (2007)
* Revolution Renaissance - New Era (2008)
* Trick or Treat - Tin Soldiers (2009)

Ben diğer gruplar ve kişisel albümlerinin hepsini bilmiyorum ancak keşfim devam ediyor. Past in Diffirent Ways harika mesela, akustik Helloween. Oradan bir video gelsin, efsane Helloween parçası;

http://www.youtube.com/watch?v=8zLQbGBOKTs

Bu da şimdiki haliyle Michael Kiske;

19 Ekim 2009 Pazartesi

Metallica - Megadeth - Slayer - Anthrax Turnesi Olmayacak


Günlerdir, belki de haftalardır böyle bir dedikodu aldı başını gidiyordu. 80'lerin 4 thrash devi, bir turnede, aynı anda, aynı sahnede? Gerçekten kafa kopartmanın ötesinde bir turne olurdu. Bazıları Metallica - Megadeth fanları birbirlerini taciz eder, Slayer fanları kendilerini yakar, Anhtrax fanları alkole vurup komaya girerler gibi şeyler söylese de, eğer gerçekleşseydi eğlenceli olacağı kesindi. Efsane olacağı da kesindi. Fakat ben niye böyle uzattım bilmiyorum, sadete geleyim, başlıktaki gibi, turne olmayacak.

Metallica'dan Kirk Hammet ve Lars Ulrich bu dedikodulara cevap vermiş. Özellikle Kirk Hammet, cevaba zaten olmayacak diye net bir giriş yapmış(neden acaba). Daha sonra yumuşak bir iki laf var ama, detayları mühim değil, konuya girişinden ne düşündüğünü anlayabiliyoruz. Lars da tipik olabilir, program uyar o olur şu olur, neden olmasın yaparız, çok eğlenceli olur, nostaljik olur, ama program uymalı herkes kendi işinde gücünde falan filan tarzı tipik konuyu uzatma faslından sonra yine tipik esprisini patlatıp ama daha henüz böyle bir telefon almadım diye bitirmiş cevabı. Diğer taraflardan ne cevap gelir bilmiyorum, ya da ne geldi hatırlamıyorum. Muhtemelen Dave daha çok laf atabileceğim demiş, Arraya-King tükürdüklerini yalamak için can atmış bekliyordur ama bu geyiğin uzamaması iyi oldu. Ama olsaydı ne de güzel olurdu.(Tamam daha fazla Lars olmayacağım)

17 Ekim 2009 Cumartesi

*REGD Criss Oliva


16 sene once bugun kaybettik Savatage'in kurucusu ve gitaristi Criss'i. Savatage'in adının Avatar olduğu 78'den beri abisi Jon ile birliktelerdi. Megadeth'den Mustaine'in teklifini reddedip Savatage'le devam etmeyi tercih etmişti kariyerine. Trafik kazasında ölüm hiç yakışmadı ona, * rahat etsin gittiği diyarlarda...

14 Ekim 2009 Çarşamba

Özlü Sözler VII: Tony Iommi (Black Sabbath & Heaven and Hell)



"Ozzy'i başka herhangi bir Heavy Metal vokalisti ile karşılaştırmaya kalkmayın.
O Heavy Metal'in ta kendisidir!"

Blog Notu: Sana bunu diyen adamı da mahkemeye verdin ya, sana da eşine de yuh olsun!

12 Ekim 2009 Pazartesi

Metallica'dan Yeni DVD




Gerçekten yeni DVD, çünkü bundan önceki resmi konser DVD'leri S&M, Cunning Stunts, 90'lı yıllardan. St.Anger dönemi bir DVD çıktı, o da Some Kind of Monster "belgeseli" idi. Daha sonra The Videos diye, o zamana kadarki kliplerinin yer aldığı DVD'yi piyasaya sürdüler. Metallica resmi materyal konusunda çok aktif bir grup değil(zaten iyiki Kiss gibi değiller!) ama zaten en büyük özellikleri verdikleri ve vermeye devam ettikleri sayısız konserler. 2010'da da World Magnetic turnesine devam edecekler mesela. Efsaneler, babalar diye herkesin kendini yırttığı grupların 5-6 aylık turnelerde sabit bir setlist ile dolaştıklarını gördükçe, çok daha uzun süre her konser belli başlı şarkılar hariç (ki bu turne onları bile değiştiriyorlar zaman zaman) devamlı değişken bir setlist ile(şarkıların yarısı değişir) turlayan Metallica'ya niye konser grubu denildiğini daha iyi anlıyorum. Sesi detone olmuş, enstrümanını çalamıyor artık(Kirk sallıyor soloları evet) konuşmaları da bana boş gelir çünkü konserde onları duyamıyorsunuz. Adamlar mix'ten gelen kayıtları sürünce bariz hatalar doğal olarak çıkıyor, ki en son bu yaz Deep Purple konserinde o çığlıkları atamasa da Gillian'ı izlemek büyüleciydi mesela. Önemli olanın birebir albüm kaydıyla çalmak değil, o hissi verebilmek .

Metallica 2009 yılındaki konserlerinden iki tane DVD çıkartacak, bir tanesi de 7 Temmuz'da Fransa'da, Nimes'deki konserin kayıtlarından oluşacak. Konserin setlisti şu şekildeydi;

Blackened
Creeping Death
Fuel
Harvester Of Sorrow
Fade to Black
Broken, Beat And Scarred
Cyanide
Sad But True
One
All Nightmare Long
The Day That Never Comes
Master Of Puppets
Dyers Eve
Nothing Else Matters
Enter Sandman
- - - - - - - -
Stone Cold Crazy
Motorbreath
Seek and Destroy

Bu konserde albümden önceki konserleri gibi oldschool setlist tarzına geri dönmüşler. Aslında albüm turnesi de, o oldschool setlistin arasına giren yeni şarkılardan ibaretti, normalde Death Magnetic'den daha fazla şarkı oluyordu(girişteki iki şarkı). Diğer DVD ise 3 gün olan Mexico City konserlerinden. Fransa DVD'si 19 Ekim'de çıkıyor.

Bu da DVD'den bir önizleme;

http://www.youtube.com/watch?v=fWCo95u1vIo

Hamili kart...


Yakinimdir:)

Monsters Of Rock 88: Donnington Trajedisi

80’lerde, İngiltere’nin kalabalık rock festivallerinden birinde sahne önü arbedesinde bir tatsızlık yaşanacağı az çok tahmin ediliyordu. Ve Glastonbury ya da Nostell Priory de değil de Donington’da olmasına daha fazla ihtimal veriliyordu. Çünkü Metalciler, diğer seyircilerin aksine birbirlerinin üzerine atlamaya daha eğilimli, erkek popülasyonun daha yoğun olduğu, içkiyi daha fazla tüketen en kalabalık güruhtu konserlerde…

88 monsters of rock Donington’da 107.000 kişi ile konserler rekoru kırıldı. En son Iron Maiden’ın sahne aldığı konserin diğer babaları Kiss, David Lee Roth, Megadeth, Guns’n Roses ve Helloween’di.

Eğer hava yağışsız olsa belki sorun çıkmayacaktı, ancak kötü hava özellikle sahne önünü balçık tarlasına çevirdi. Axl’ın konserde, “birbirinizi öldürmeyin” diye bağırması kayıtlara geçmiştir. Hatta Guns’ın bootleg kayıtlarının adı, “Don’t fuckin’ kill each other”dır! Ayakta durmanın dahi zor olduğu ortamda dengesini kaybedenler bir daha ayağa kolayca kalkamadı. Guns’n Roses çalmaya başladığında dengesini kaybedip düşenler oldu, hatta yaralanmalar olunca Guns’a ara vermeleri söylendi. Ancak tekrar çalmaya başladıklarında da sahne önünde sorunlar giderilemedi ve setin sonuna doğru iki kişi diğerlerinin altında ezilerek can verdiler. Acaip olan olaylara çok yakın olmayanların iki kişinin öldüğünü ancak ertesi gün haberlerden duymuş olmalarıydı!!! Olayları birebir yaşayanların düşünceleri ise korkunç! Guns’ın Paradise City video’sunda şarkının hızlandığı bölümde Donnington’daki inanılmaz canlı ve hareketli seyirci görüntülerini izleyebilirsiniz…

Sonrasında emniyet yetkilileri konseri ertelemeyi düşündü ama organizatörler bunun daha da büyük olaylara sebep olabileceği gerekçesiyle konsere devam edilmesine karar verdi ve emniyeti de buna ikna etti. Sırada konserin son grubu Iron Maiden vardı. Bruce sahneye, “bu festivalde kimseye birşey olmasını istemiyoruz. Herkes evine dönsün ve burada harika bir zaman geçirsin!” diyerek çıktı. Ve garip bir biçimde Iron Maiden tarihinin en başarılı konser performanslarından birine imza attı bu ortamda. Duygu patlaması, adrenalin patlaması, ne derseniz deyin buna…

Olan bir yıl sonraki Donnington konserine oldu ve iptal edildi. 90’da son kez düzenlendi ve 80’den beri yani Heavy Metal’in hüküm sürdüğü dönemlere damgasını vuran etkinlik sona erdi:( Güvenlik müdürüne göre öndeki kalabalığın yoğunluğunun ciddiye alınmaması trajediyi getirmişti beraberinde. Holiganizmde olduğu gibi bu trajik konserden de ders çıkardı Britanya hükümeti. Sahne önlerine bariyer, dev sünger yastıklar konmaya başladı. Tabi metalin popülaritesinin azaldığına epey ebeveyn şükretmiştir…

Not: Yazıda linkteki anılardan faydalandım. Fotolar da aynı siteden! Kar amacı gütmeyen, Britanya’daki konserlerle ilgili yazılı ve görsel bir çok anı/bilgiyi barındıran harika bir sitedir…

Tam isabet Beavis:-)

9 Ekim 2009 Cuma

Kahraman, Aziz, Budala: 3'ü bir arada!

Evet epik müziğin harika bir örneği, ancak synth’ler fazla ön planda olunca atmosferik yapısı ile diğer NWOBHM gruplarından ayrılıyor. Sanki bir NWOBHM grubuna Camel ya da Eloy eşlik ediyor gibi. Saraken okunan grup isminin anlamı ilginç: Bizim gavur dediğimizin Hristiyanlıktaki karşılığı gibi bir şey:) Daha anlaşılır olsun: Haçlı seferleri sırasında haçlıların karşısına çıkan müslüman unsurların tamamı Saraken diye adlandırılıyor tarihte.

80’de çıkan No More Lonely Nights single’ı ile girer piyasaya Saracen. Albumun b yüzü Rock Of Ages NWOBHM döneminin en iyilerinden. Bir yıl sonra Heroes Saints & Fools çıkar ki muhteşem albüm. Ama özellikle albüme adını veren parça ile Rock Of Ages öne çıkıyor. 84’te en light albumleri Change Of Heart çıkar. Sound yumuşar, AOR çizgisine yaklaşır grup. Plak kapağı da epik müziğe pek uygun değil, şövalye yerine hatun:)Şarkı sözlerindeki savaş hikayeleri de bir kaç parçada aşk şarkılarına bırakır yerini. Halbuki 84 metalin zirve yıllarındandı. Gene de iyi parçalar var albumde; Aynı yıl Single olarak yayınlanan We have arrived ve muhteşem slow A Face In The Crowd ile Meet Me At Midnight gibi…Sonrasında 85 ortasında grup dağılır. 2000’e kadar kış uykusuna yatar.

2000’de grubun beyni ve gitaristi Rob Bendelow’un Templar adıyla çıkan solo albumu sonrasında, Now And Then Records, grubun aktif müzikle uğraşan üç elemanını 3 albümlük bir anlaşmaya ikna eder. Ve Saracen 2003’de Red Sky ile müthiş bir dönüş yapar. Albumun sound’u efsane Heroes Saints & Fools albumu gibidir. İlk iki albumun iyi parçalarını da tekrardan yorumlarlar. Diğer parçalar da son 2,3 yıl içinde yapılan besteler. Hepsi harika ama özellikle Red Sky çok başarılı. Slowlardan da Castles In The Sand hoş. 2006’da da Vox In Excelso albumu çıkar ve efsane kaldığı yerden devam eder. Baştan sona harika bir album daha. Change Of Heart’daki Meet Me At Midnight, bu albumde tekrardan yorumlanmış, leziz olmuş. 1980’den beri grubun vokalisti olan Steve Bettney’in Camel’dan Latimer’a benzeyen söyleyiş tarzı, synthlerle birleşince oluşan atmosfer çok etkileyici… Anlaşmanın üçüncü albümünün bu yıl çıkması lazım, malum öncekinin üzerinden 3, ondan öncekinden de 6 yıl geçmiş…

6 Ekim 2009 Salı

Full Metal Jacket (!) I


Yok artık, daha neler:-)

4 Ekim 2009 Pazar

J.J. R.E.G.D.*


Rockta bayan vokal sevmem. Metal de hic sevmem. Ama 6 yıllık kariyerine dünyaları sığdıran Janis Joplin başka bir şey, başka bir ses. Ölümünün 39. yildonumunde * Rahat Etsin Gittiği Diyarlarda...

1 Ekim 2009 Perşembe

Diablo Swing Orchestra


Bu grubu bana bir süre önce kulak zevkine çok güvendiğim birisi önermişti. İlk başta bir iki şarkı dinledim, çok hoşuma gitti. Last.fm'de avangart ve senfonik metal yazıyor türlerine, ki doğru bir tanım diyebilirim. Grup İsveçli, 2003'de kurulmuş. İsminin hikayesi sitelerinde yazanlara göre şöyle;

16. yüzyılın başlarında aynı isimli orkestra, kutsal kiliseye karşı eleştirel bir bakış açısı ile müziğini icra etmeye başlar. Her sınıftan insan tarafından da çok beğenilir ve insanların bakış açılarını genişleten, düşünmeye sevk eder bu müzik. Tabiki bu kilisenin istemeyeceği bir şeydir, ve haklarında karşı kampanya başlatırlar. Onların, şeytanın yardımcıları, birer katil olduklarını söylerler. Baskılar karşısında, orkestra üyeleri birer haydut gibi yaşamaya, konserlerini gizli vermeye başlarlar. Herkesin katılamayacağı bu konserlerden sonra da, izleyiciler, kendilerine yemek bazen de yatacak yer vererek yardımlarını esirgemezler. Kilise daha sonra orkestra elemanlarını yakalamak için bilgi ve yardım edenlere yüklü miktarda ödül vereceğini söyler. Baskı iyice artmıştır, ve grup elemanları artık bu kaçak hayattan sıkılmaya başlamışlardır. Er yada geç yakalanacaklardır, çember iyice daralmıştır.

Bunun üzerine grup üyeleri, soylarından gelen kişilerin 500 yıl içinde orkestrayı tekrar kurup protest müziklerini ve fikirlerini yaymaya devam edeceklerini söyleyen bir pakta imza atar, ve yakınlarına mühürleyip verirler. Bundan sonra da son bir konser vermeye karar verirler. Halka açık bir yerde, binlerce kişinin katılımıyla bir konser düzenlenir. Konserde grubun müziği neredeyse duyulmaz izleyici çokluğundan ve şaşalı bir gösteri gerçekleşir. Son şarkı biter bitmez de, orkestra tutuklanır, hapse konur ve hepsi asılarak idam edilirler.

2003 yılında, orkestra üyelerinin soyundan gelen iki kişi, kazara bir müzik mağazasında tanışırlar. İkisi de aynı mektubu almışlardır. Çok heyecanlanırlar ve orkestrayı yeniden kurmaya karar verirler. 3 ay içinde de secereleri araştırarak diğer orkestra soyundan gelenleri bulurlar.

Kilise orkestra ile ilgili bilgileri yaktığından, tam olarak nasıl bir tarza sahip olduklarını bilmiyorlardır ve titiz tartışmalardan sonra müziğin eski orkestranın modern bir versiyonu olmasına karar verilir. Üyeler arasında iş bölümü yapılır ve atalarının onurlu mirasına sahip çıkıp, orkestrayı tekrar yaşatırlar.

Grubun müziği de resmi sayfalarından özetlediğim bu "hikaye" gibi oldukça garip. Eğer herşey aynı geliyorsa, bir değişiklik arıyorsanız, "The Devils Orchestra" lakaplı Diablo Swing Orchestra, biçilmiş kaftan.

http://www.youtube.com/watch?v=4NhCGFwy4aA

Diskografileri(umarım şimdilik);
  • Borderline Gymns - EP (2003)
  • The Butcher's Ballroom (2006)
  • Sing-Along Songs for the Damned & Delirious (2009)

Ayın Albumu Ekim


Rainbow'dan favori albumum Down To Earth, detay bilgiyi de burada vermiştik!