21 Ocak 2008 Pazartesi

Toplumun şamar oğlanları II: metalciler, satanistler



Metal müzik 80’lerde tırmanışa geçmiş, hard rock’tan devraldığı bayrağı daha ilerilere götürmüştür. Metal grupları, toplumsal konulara rock müziğe kıyasla daha cesurca yer vermiş, hayatın içindeki küfür, cinayet, intihar, seks, din karşıtlığı ve şeytana tapınma gibi tabu konulara albumlerinde sıklıkla ve cesaretle değinmiş, bu yüzden de politikacılardan, basından, ebeveynlerden sürekli tepki almışlardır. Metal muzik genelde olaylara kötümser bakar; misal barışın güzelliğini savaşın çirkinliği, kan ve gözyaşı üzerinden anlatır. Ama etkili olması açısından muziğin ruhuna uygun anlatım tarzı da budur ve doğrudur.

Özellikle Alice Cooper ve Black Sabbath’la korku temaları, satanist şarkı sözleri metal muzige eklenmiş ve ayrılmaz parçası olmustur. Günümüzde Kuzey Avrupalı, özellikle Norveçli gruplar genç dinleyicilerin kafasındaki dine / tanrıya karşı olan kuşkuları istismar etmektedir. Tabi tarihte kuzey avrupa ulkelerinin pagan olan dinlerinin zorla değiştirildiğini gözardı etmemek gerek! Bu tür gruplar bizim gözümüzde rantiyedir, poser’dır. Sayıları azdır, dinleyicilerin bilinclenerek bu tür “gibi yapan” gruplardan uzak durması şarttır.

Norveç’ten en bilinen figür, sorunlu kişiliği olduğu daha çocukluğundan bilinen Varg Vikernes ya da bilinen grubunun adıyla Burzum’dur;Halen hapiste olan bu şahsiyet bugune kadar, grup arkadaşını öldürmek, 3 kiliseyi kundaklamak, evinde yüksek miktarda patlayıcı bulundurmak, hapishaneden kaçma girişimi, oto hırsızlığı, ruhsatsız silah taşımak gibi yığınla suç işledi.Ancak her ne kadar muzikal anlamda death metalden keyif almasak da tüm bu olayların münferit, kişisel sorunların dışa vurumu olduklarını, dolayısıyla toplum tarafından benzer suçlar işlendiğinde genelleme yapılarak bu tür muzik dinleyen herkesin suçlanmasını, sucun kişide değil muzikte aranmaya çalışılmasını al gı la ya mı yo ruz. Tamam Vikernes kötü bir örnek oldu, şeytanın ta kendisi olabilir:)

Yıllar önce universitedeyken Slayer’cı arkadaslara karşı Metallica’yı savunurdum. Onlara Slayer’ın muzik, imaj, şarkı söz vs doğal olmadıklarını anlatırdım. Slayer album kapağında olsun, şarkı sözlerinde olsun şeytani simge ve ayetlere yer verirdi sıklıkla. Ancak yıllar sonra itiraf ettikleri uzere şeytanla uzaktan yakından alakaları yoktu!

Neyse korku duygusunu yaşamak bazıları için başlıbaşına bir tatmin aracı. Bunu kullanan gruplardan çok bu muziği dinleyenler suçlu ve hatta sorunlu diye de düşünebiliriz…

Halbuki Metallica, Megadeth daha sosyal konulara değinerek, politikacıların çirkin yüzünü, gençliği cephede boş yere ölüme göndermelerini, bunun tamamen kendi başarısızlıklarını örtme amaçlı olduğunu deşifre ederken bir bakıma metalin de bir üst dozu olan thrash’in ipini çektiler! Anthrax ise kızılderililere yapılan çirkeflikleri anlatması yetmezmiş gibi çoğunlukla ırkçı olduğu iddia edilen metal müzikte zencilerle sahneyi hem de onların müziğiyle paylaşarak yeni bir çığır açtı. Metal Church en tabu konulardan evsizlere değinmekten çekinmedi.Neticede metal konulara cesaretle yer verdikçe politikacıların baskıları ile tu kaka oldu, basında hakkında olumlu haber yaptırılmadı. Ulkemizde de aynı; 80’lerde kıyafetiyle metali yansıtanların başına gelmedik kalmadı. Yetmedi bir milletvekili Tunalı’da gezen deri montluları dahi karakola toplattı! 90 ekiminde dantel-lektuel Engin Ardıç’tan, “Muhterem şeriatçı biraderlerimiz, laik aydınları öldürmek yerine asıl bu tür pisliklerle uğraşsalar ya” diye biten bir Fetva Yazısı geldi!

90 sonu ve 2000’lerde de “asayiş şube müdürlüğü'ne bağlı polisler satanistlerin gittiği ileri sürülen taksim ve civarındaki barlara baskınlar düzenledi”, “akmar’daki tum uzun saclıları topladılar”, Beşiktaş ve Bakırköy'de satanist avına çıkan polis 21 kişiyi gözaltına aldı. Bazı müzik marketlerde Pink Floyd ve Eric Clapton albümlerine 'şüpheli görülerek' el kondu” gibisinden haberler okuduk! Sırf Şehriban Coşkunfırat adlı genç kızın, 1998'de şeytana tapan üç satanist tarafından öldürülmesi gerekçesiyle ve bunların da metal dinliyor olmasından kelli oldu bunlar…

Sonra Atakoy’de intihar eden genclerle konu tekrar gündeme geldi, ancak kimse bu genclerin daha bilinclenme yasının altında olduklarını (14, 16), birinin zaten psikolojik tedavi gördüğünü dikkate almadı. Basın bu medyatik olayı istediği yöne çekti, o çocukların ailelerinin yaşadığı dram da görmezden gelindi.

İşte tüm bu olumsuzluklar, artı heavy metal’in populer kultur imajı olmaya uygun olmayan özellikleri nedeniyle 80 sonlarında metalin önü grunge denen bireyselci / egoist muzikle kesilmişti. Politikacılar medya aracılığıyla her tur baskıyı yaparak produktörlere tek tip, etliye sutluye bulasmayan muzik turlerini / gruplarını yaratmayı başardılar. Liriklerin sansurlenmesi de metal muzikle başladı. Hayır sokaklarda edilen kufuru, ya da onu bırakın insanların sinirlendiklerinde kufur etmelerini engelleyebiliyor musunuz, var mı boyle bir şey? Sonra işletme sahiplerine yapılan baskılarla Metal grupları çalacak yer bulamaz oldu. Tabi metal gruplarının hataları da bu sureci korukledi!

Sonuçta metal de ilk çıktığı yere, yeraltına döndü. Artık nayiftir, ama bize yeter de artar bile… Ancak tabu konulara değinmeye devam edeceğinden her zaman gündemde kalacak…


Toplumun Şamar Oğlanları İlk Bölüm

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Size katılıyorum..
Gerçekten modern yaklaşım tebrik ederim sizi....
Ama Türkiye'mizde bunlara yol vermeyecek krolar lider... Ne yapabiliriz kiii...
Çaresiz boyun bükmek,,,belki yanlış ama böyle yapmalıyız...Böyle yaşamalıyız...
BEN KABULLENDİMM:(