8 Kasım 2008 Cumartesi

Falconer


İskandinavyadan yükselen Black ve Death Metal'e olan antipatim (ki bu aralar kıyısından köşesinden de olsa bu tarzlarada ilgi göstermeye başladım) yine aynı topraklardan yükselen Power ve Folk Metal'e de gereksiz bir ön yargı geliştirmeme sebep oldu. Falconer bu önyargıya son veren grup olmuştur benim için. Grup 1999'da, İsveçli Black Metal grubu Mithotyn'in dağılmasından sonra gitaristleri Stefan Weinerhall tarafından kurulmuş. Kurulurken de vokale İsveç tiyatrolarından Mathias Blad'ı voklist olarak almış. Bana grubu ilk kez dinleten arkadaşım (ekşi sözlükte de yazdığı gibi) Ian Anderson Power Metal grubu kurmuş deseydi, muhtemelen yerdim.
Onun gibi duru ve güçlü bir vokal tarzı. Bu arada küçük bir ayrıntı Blad gruba dahil olurken tiyatrodaki işlerini aksatmaması amacıyla konser vermemek üzere anlaşmış. Herneyse, Bladın vokaline Weinerhall'un sert, temiz ve melodik gitarları ve Karsten Larsson'un çift kros'lu bu ataklı davulları eklenince ortaya tadından yenmez bir power metal grubu çıkmış. Ayrıca kayıtlarda bas gitarıda Stefan Weinerhall çalmış. Nasılsa konser yok kalabalık etmeyelim demişler heralhalde. Bu kadroyla debut albümleri Falconer'ı yayınlamışlar ki müthiş bir albümdür. Entering Eternity, Lord of the Blacksmith ve Upon The Grave of Guilt bu müthiş albümün en şahane parçalarıdır kanımca. 2002'de grup aynı kadroyla Chapters from a Vale Forlorn isimli albümlerini yayınlar. Yine oldukça iyi bir albümdür. Albümde bulunan Lament of Minstrel grubun ilk dinlediğim ve kendilerini takip etmeme neden olan parçadır. İşte bu noktada daha önce sözünü ettiğimiz bir ayrıntı grupta bir ayrılığa sebep olur. Yayınladıkları iki başarılı albümle gelen popularite konser vermekle ilgili kararlarını değiştirmelerine neden olur. Gruba katılırken konser vermemek şartıyla gruba dahil olan Mathias Blad, konserlerin tiyatro ve operadaki çalışmalarını aksatacağı nedeniyle gruptan ayrılır. Gruba Destiny grubunun vokalisti Kristoffer Göbel katılır. Ayrıca grup kadrosuna gitarda Anders Johansson ve basta Peder Johansson'u dahil ederek nüfusu 5 kişiye çıkarır. Grup bu kadroyla 2003 yılında bir konsept albüm olan The Sceptre of Deception'ı çıkarır.Mathias Blad bu albümün kayıtlarında backvocal'de bulunur. Tarz olarak önceki iki albüme göre briaz daha serttir. The Coronation albümüm en dikkat çekici parçasıdır ancak bana göre ilk iki albümlerine göre zayıf bir albümdür. Açıkçası dinlerken Blad'ın vokalini aramadım değil. Albümden sonra Anders Johansson ve Peder Johansson gruptan ayrılır ve yerlerine basta Magnus Linhardt ve gitarda Jimmy Hedlund gruba katılır. Bu kadroyla 2005'te Grime vs. Grandeur yayınlanır. Albüm bir önceki albümün başarısızlığını unutturacak kadar iyidir. Albüm yayınlandıktan bir kaç ay sonra beklenmeyen bir gelişme olur ve Mathias Blad vokale geri döner. Grup Blad'ın dönüşüyle stüdyoya kapanır ve 2006 tarihli Northwind isimli albümlerini yayınlar. Yine müthiş bir albümdür,Göbel'li albümlerde göre daha yumuşak ilk iki albüme yakın bir tarzdadır. Falconerın köklere dönüş albümü olmdu. Northwind, Waltz With The Dead, Spirit Of The Hawk albümün en dikkat çekenleridir. Grup 6. albümlerini bu yıl içinde Among Beggars And Thieves adı ile yayınladı. Tipik Falconer sound'ı akılda kalıcı, akıcı, bol ritmli ve güçlü parçalar. Man of the Hour, Mountain Men, Field of SOrrow ve Carnival of Disgust albümün en dikkat çekiciler.
Şahsi kanaatim geç dahil olduğum Power Metal aleminin en iyi gruplarından biri olan Falconer'a gerekli ilginin gösterilmesi.

Mathias Blad'ın flickr'daki sayfasıda şurada. Tiyatro çalışmaları sırasında çekilmiş pek çok ilginç foroğğrafı mevcut. Adam ciddi ciddi tiyatrocuymuş yahu.

Hiç yorum yok: