7 Mart 2008 Cuma

Tüm duvarlar yıkılsın, yerle yeksan olsun!


Dünyada ne çok duvar (tabu) varmış, yıka yıka bitiremedik! 79’daki eşsiz konsept albumde konuyu iyice vurgulamak için distorsiyon dozunu da artırıp en sert albumunu yapmıştı Pink Floyd. Hemen hepsi eşsiz, In the flesh, Run Like Hell, Another brick’lerin alayı, Happiest days of our lives, muhteşem soloları ile Comfortably numb ve Is there anybody out there, tiyatral parçaların en güzellerinden finalinde duvarın yıkıldığı The Trial ile tüm zamanların en güzel albumlerindendi. Malum sonra filmi de Alan Parker tarafından yönetilen The Wall’da pink adlı karakterin gözünden bir çok sosyal konuya değiniliyor ve başrol figürü Pink’in zihnindeki duvarla birlikte tüm duvarlar yıkılıyordu. Albumde yer almayıp sadece filmde bulunan animasyonla müzik uyumunun eşsiz örneği What Shall We Do Now ı da atlamayalım. Aradan epey bir zaman geçtikten sonra 1990’da Berlin duvarı şölenle yıkılırken Waters Pink Floyd’u temsilen tek başına da olsa konuk sanatçılar eşliğinde duvarı bir kez daha yıktı. Konserin açılışında metal dünyasını temsilen Alman Scorpions In The Flesh’i harika yorumlamıştı. Gerçi Scorpions elemanlarının sahneye beyaz limo ile gelişleri fazla kapitalistti ama… Berlin Duvarına ilişkin bir yıkma girişimi de metal dünyasından gelmişti: Accept’in Balls To The Walls’u! Klibinde duvara doğru headbang yapılmış, dev toplar eşliğinde duvar yıkılmış, şarkı enkazın üzerinde bitmişti. Son güncel haber henüz netlik kazanmasa da bu yıl Lefkoşa’daki yeşil hattaki duvarın orada Waters’ın konser vereceği şeklinde. İnsanoğlu’nun anlamsız egolarının ürünü saçma ideolojilerle bezeyip inşa ettiği bir duvar daha yıkılmak üzere, darısı Filistin’deki utanç duvarının başına diyor ve haykırıyoruz: “Tear down the wall!” Önce kafanızdaki tabu duvarlarını elbette…

Hiç yorum yok: